بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَدۡ أَفۡلَحَ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ ١

Gerçekten kurtuluşa erdi mü'minler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي صَلَاتِهِمۡ خَٰشِعُونَ ٢

Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَنِ ٱللَّغۡوِ مُعۡرِضُونَ ٣

Onlar ki, faydasız işe, boş lafa bakmazlar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِلزَّكَوٰةِ فَٰعِلُونَ ٤

Onlar ki, zekat vermek için çalışırlar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِفُرُوجِهِمۡ حَٰفِظُونَ ٥

Onlar ki, ırzlarını korurlar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِلَّا عَلَىٰٓ أَزۡوَٰجِهِمۡ أَوۡ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَإِنَّهُمۡ غَيۡرُ مَلُومِينَ ٦

Ancak, eşleri ve sahibi bulundukları cariyelerine karşı durumları başka; çünkü bunlarla ilişkileri yüzünden kınanmazlar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَمَنِ ٱبۡتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡعَادُونَ ٧

Kim de bunun ötesini ararsa, işte onlar sınırı aşanlardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِأَمَٰنَٰتِهِمۡ وَعَهۡدِهِمۡ رَٰعُونَ ٨

Ve onlar ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَوَٰتِهِمۡ يُحَافِظُونَ ٩

Onlar ki, namazlarını muhafaza ederler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡوَٰرِثُونَ ١٠

İşte onlardır o mirasçılar,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00