بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ ٨٥

Onlar diyecekler ki: “- Allah’ındır.“ Sen, de ki: “- O halde düşünüb Allah’ın kudretini anlamaz mısınız?”

– Ali Fikri Yavuz

قُلۡ مَن رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ ٱلسَّبۡعِ وَرَبُّ ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡعَظِيمِ ٨٦

Yine de ki: “- O yedi göğün Rabbi kim? O çok büyük arşın Rabbi kim?”

– Ali Fikri Yavuz

سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ أَفَلَا تَتَّقُونَ ٨٧

“-Allah’ındır” diyecekler, De ki: “- O halde Allah’dan korkmaz mısınız?” (Allah’dan başkasına nasıl tapınırsınız?)

– Ali Fikri Yavuz

قُلۡ مَنۢ بِيَدِهِۦ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيۡءٖ وَهُوَ يُجِيرُ وَلَا يُجَارُ عَلَيۡهِ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ ٨٨

De ki: “- Her şeyin mülkiyet ve hazineleri elinde olan kimdir ki, daima O koruyub hükmediyor, kendisi asla korunmaya muhtaç olmuyor? Eğer biliyorsanız, cevab verin.”

– Ali Fikri Yavuz

سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ فَأَنَّىٰ تُسۡحَرُونَ ٨٩

Yine “-Allah’ındır” diyecekler. Onlara de ki: “- O halde nereden aldatılıyorsunuz (da hakkı inkâr, ediyorsunuz)?”

– Ali Fikri Yavuz

بَلۡ أَتَيۡنَٰهُم بِٱلۡحَقِّ وَإِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ ٩٠

Doğrusu biz, onlara, hakkı (tevhîdi) getirdik. Şüphesiz onlar, (Allah çocuk edindi, melekler kızlarıdır sözlerinde) yalancıdırlar.

– Ali Fikri Yavuz

مَا ٱتَّخَذَ ٱللَّهُ مِن وَلَدٖ وَمَا كَانَ مَعَهُۥ مِنۡ إِلَٰهٍۚ إِذٗا لَّذَهَبَ كُلُّ إِلَٰهِۭ بِمَا خَلَقَ وَلَعَلَا بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖۚ سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ ٩١

Allah, hiç evlâd edinmemiştir, beraberinde bir ilâh da yoktur. Eğer müşriklerin dediği gibi, Allah’la beraber bir takım ilâhlar olsaydı, o takdirde her ilâh kendi yarattığını götürür, tek başlarına kalarak aralarında ayrılıklar baş gösterir ve bir kısmı diğerlerine üstün gelirdi. (Bu çekişme ve savaşlar olmadığına göre Allah’ın eşi ve ortağı yoktur.) Allah, onların isnad ettiği şirk vasıflarından (ve bütün noksanlıklardan) münezzehtir.

– Ali Fikri Yavuz

عَٰلِمِ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ فَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ ٩٢

Allah, gaybın ve hazırın âlimidir; O, müşriklerin koştukları şirklerden çok yücedir.

– Ali Fikri Yavuz

قُل رَّبِّ إِمَّا تُرِيَنِّي مَا يُوعَدُونَ ٩٣

(Ey Rasûlüm) de ki: “- Rabbim! Eğer onlara edilen azab va’dini muhakkak bana göstereceksen,

– Ali Fikri Yavuz

رَبِّ فَلَا تَجۡعَلۡنِي فِي ٱلۡقَوۡمِ ٱلظَّٰلِمِينَ ٩٤

Beni o zalimler topluluğu arasında bulundurma, Rabbim!”

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّا عَلَىٰٓ أَن نُّرِيَكَ مَا نَعِدُهُمۡ لَقَٰدِرُونَ ٩٥

(Ey Rasûlüm), onlara vaad ettiğimiz azabı sana göstermeğe elbette kadiriz.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00