بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَإِذَا ٱسۡتَوَيۡتَ أَنتَ وَمَن مَّعَكَ عَلَى ٱلۡفُلۡكِ فَقُلِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ ٱلَّذِي نَجَّىٰنَا مِنَ ٱلۡقَوۡمِ ٱلظَّٰلِمِينَ ٢٨

Sen yanındakilerle birlikte geminin üzerine çıktığında: «Hamd o Allah'a ki, bizi o zalim topluluktan kurtardı» de.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَقُل رَّبِّ أَنزِلۡنِي مُنزَلٗا مُّبَارَكٗا وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلۡمُنزِلِينَ ٢٩

Ve de ki: «Ey Rabbim, beni mübarek bir yere kondur; Sen konuklayanların en hayırlısısın.»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ وَإِن كُنَّا لَمُبۡتَلِينَ ٣٠

İşte bunda birçok ibretler vardır ve gerçekten Biz, pek sınavcıyızdır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ثُمَّ أَنشَأۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِمۡ قَرۡنًا ءَاخَرِينَ ٣١

Sonra arkalarından başka bir nesil yarattık.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَأَرۡسَلۡنَا فِيهِمۡ رَسُولٗا مِّنۡهُمۡ أَنِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥٓۚ أَفَلَا تَتَّقُونَ ٣٢

Onların içinden de kendilerine: «Allah'a kulluk edin, O'ndan başka bir tanrınız yoktur. Artık Allah'tan kokmayacak mısınız?» diyen bir peygamber gönderdik.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَقَالَ ٱلۡمَلَأُ مِن قَوۡمِهِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِلِقَآءِ ٱلۡأٓخِرَةِ وَأَتۡرَفۡنَٰهُمۡ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا مَا هَٰذَآ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُكُمۡ يَأۡكُلُ مِمَّا تَأۡكُلُونَ مِنۡهُ وَيَشۡرَبُ مِمَّا تَشۡرَبُونَ ٣٣

Dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz halde küfredip ahirete ulaşmayı yalanlayan kavminden o kodaman güruh ise şöyle dedi: «Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değil; yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَلَئِنۡ أَطَعۡتُم بَشَرٗا مِّثۡلَكُمۡ إِنَّكُمۡ إِذٗا لَّخَٰسِرُونَ ٣٤

Şayet sizin gibi bir insana itaat ederseniz, muhakkak ki, siz o takdirde kesinlikle hüsrandasınızdır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَيَعِدُكُمۡ أَنَّكُمۡ إِذَا مِتُّمۡ وَكُنتُمۡ تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَنَّكُم مُّخۡرَجُونَ ٣٥

Size, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldiğiniz zaman muhakkak çıkarılacağınızı mı va'dediyor?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

۞ هَيۡهَاتَ هَيۡهَاتَ لِمَا تُوعَدُونَ ٣٦

Heyhat, o vadolunduğunuz şey ne kadar uzak!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنۡ هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا ٱلدُّنۡيَا نَمُوتُ وَنَحۡيَا وَمَا نَحۡنُ بِمَبۡعُوثِينَ ٣٧

O, dünyadaki hayatımızdan başka birşey değildir, ölürüz ve yaşarız; fakat tekrar diriltilecek değiliz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنۡ هُوَ إِلَّا رَجُلٌ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبٗا وَمَا نَحۡنُ لَهُۥ بِمُؤۡمِنِينَ ٣٨

O, sadece Allah hakkında bir yalanı uyduran bir adamdır; biz ona inanacak değiliz.»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00