بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي صَلَاتِهِمۡ خَٰشِعُونَ ٢

O müminler ki, namazlarında tevazu ve korku sahibidirler.

– Ali Fikri Yavuz

وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَنِ ٱللَّغۡوِ مُعۡرِضُونَ ٣

Onlar ki, boş sözden ve faydasız işten yüz çevirirler.

– Ali Fikri Yavuz

وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِلزَّكَوٰةِ فَٰعِلُونَ ٤

Onlar ki, zekâtlarını verirler.

– Ali Fikri Yavuz

وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِفُرُوجِهِمۡ حَٰفِظُونَ ٥

Onlar ki, ırzlarını korurlar.

– Ali Fikri Yavuz

إِلَّا عَلَىٰٓ أَزۡوَٰجِهِمۡ أَوۡ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَإِنَّهُمۡ غَيۡرُ مَلُومِينَ ٦

Ancak zevcelerine ve sahib oldukları cariyelerine karşı münasebetleri müstesnadır. Çünkü onlar (bu helâl olanlarda) kınanmazlar.

– Ali Fikri Yavuz

فَمَنِ ٱبۡتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡعَادُونَ ٧

Kim de bu helâlden başkasını ararsa, işte onlar mütecavizlerdir.

– Ali Fikri Yavuz

وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِأَمَٰنَٰتِهِمۡ وَعَهۡدِهِمۡ رَٰعُونَ ٨

Onlar ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.

– Ali Fikri Yavuz

وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَوَٰتِهِمۡ يُحَافِظُونَ ٩

Onlar ki, namazlarını gereği üzre devamlı kılarlar; emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.

– Ali Fikri Yavuz

أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡوَٰرِثُونَ ١٠

İşte bu vasıfları toplayanlar, varis olanlardır.

– Ali Fikri Yavuz

ٱلَّذِينَ يَرِثُونَ ٱلۡفِرۡدَوۡسَ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ ١١

Ki onlar, Firdevs cennetine varis olacaklardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır.

– Ali Fikri Yavuz

وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِن سُلَٰلَةٖ مِّن طِينٖ ١٢

Biz insanı (Âdem’i) muhakkak ki çamurun özünden yarattık.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00