023 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡوَٰرِثُونَ ١٠

İşte onlardır o vârisler

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte onlar «varis» lerdir.

– Seyyid Kutub

İşte bunlar varis olanların ta kendileridir.

– Diyanet İşleri

ٱلَّذِينَ يَرِثُونَ ٱلۡفِرۡدَوۡسَ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ ١١

ki Firdevs’e vâris olacak, onda muhalled kalacaklardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yani «Firdevs» cennetinin mirasçılarıdırlar, sürekli olarak orada kalacaklardır.

– Seyyid Kutub

Onlar Firdevs cennetlerine varis olurlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

– Diyanet İşleri

وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِن سُلَٰلَةٖ مِّن طِينٖ ١٢

Şânım hakkı için Biz insanı çamurdan, bir sülâleden yarattık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki, biz insanı süzme çamurdan yarattık.

– Seyyid Kutub

Andolsun, biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık.

– Diyanet İşleri

ثُمَّ جَعَلۡنَٰهُ نُطۡفَةٗ فِي قَرَارٖ مَّكِينٖ ١٣

Sonra onu oturaklı bir karargâhta bir nutfe yaptık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra sperma halinde korunaklı bir yuvaya yerleştirdik.

– Seyyid Kutub

Sonra onu az bir su (meni) halinde sağlam bir karargaha (ana rahmine) yerleştirdik.

– Diyanet İşleri

ثُمَّ خَلَقۡنَا ٱلنُّطۡفَةَ عَلَقَةٗ فَخَلَقۡنَا ٱلۡعَلَقَةَ مُضۡغَةٗ فَخَلَقۡنَا ٱلۡمُضۡغَةَ عِظَٰمٗا فَكَسَوۡنَا ٱلۡعِظَٰمَ لَحۡمٗا ثُمَّ أَنشَأۡنَٰهُ خَلۡقًا ءَاخَرَۚ فَتَبَارَكَ ٱللَّهُ أَحۡسَنُ ٱلۡخَٰلِقِينَ ١٤

Sonra o nutfeyi bir aleka yarattık, derken o alekayı bir mudga yarattık, derken o mudgayı birtakım kemik yarattık, derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra ona diğer bir hilkat neş’eti verdik. Bak ne şanlı O Allah, yaratanların en güzeli.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra spermayı embriyoya dönüştürdük. Arkasından embriyoyu et parçasına dönüştürdük, arkasından et parçasından kemikler yarattık, arkasından kemiklere et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratığa dönüştürdük. Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir!

– Seyyid Kutub

Sonra bu az suyu "alaka" haline getirdik. Alakayı da "mudga" yaptık. Bu "mudga"yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir!

– Diyanet İşleri

ثُمَّ إِنَّكُم بَعۡدَ ذَٰلِكَ لَمَيِّتُونَ ١٥

Sonra siz bunun arkasından muhakkak öleceksiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra siz, bunun ardından öleceksiniz.

– Seyyid Kutub

Sonra (ey insanlar) siz bunun ardından muhakkak öleceksiniz.

– Diyanet İşleri

ثُمَّ إِنَّكُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ تُبۡعَثُونَ ١٦

Sonra siz kıyamet günü muhakkak baʿs olunacaksınız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra siz, kıyamet günü, yeniden diriltileceksiniz.

– Seyyid Kutub

Sonra yine muhakkak siz, kıyamet gününde (tekrar) diriltileceksiniz.

– Diyanet İşleri

وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا فَوۡقَكُمۡ سَبۡعَ طَرَآئِقَ وَمَا كُنَّا عَنِ ٱلۡخَلۡقِ غَٰفِلِينَ ١٧

Fi’l-hakīka Biz, sizin fevkinizde yedi tarîk yarattık ve halktan gāfil olmadık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Üstünüzde birinden diğerine geçilebilen yedi katman yarattık. Bu yarattıklarımızı başıboş bırakmayız.

– Seyyid Kutub

Andolsun, biz sizin üzerinizde yedi yol yarattık. Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz.

– Diyanet İşleri

وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءَۢ بِقَدَرٖ فَأَسۡكَنَّٰهُ فِي ٱلۡأَرۡضِۖ وَإِنَّا عَلَىٰ ذَهَابِۭ بِهِۦ لَقَٰدِرُونَ ١٨

Ve semâdan bir kader ile bir su indirdik de onu yerde iskân eyledik, hâlbuki Biz onu giderivermeye de şüphesiz kādiriz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz gökten belirli miktarda su yağdırarak onu yerin yüzeyinde durdurduk. Hiç şüphesiz onu geri götürmeye de gücümüz yeter.

– Seyyid Kutub

Biz gökten belli bir ölçüde su indirdik de (faydalanmanız için) onu yeryüzünde tuttuk. Bizim onu tamamen gidermeye de muhakkak gücümüz yeter.

– Diyanet İşleri

فَأَنشَأۡنَا لَكُم بِهِۦ جَنَّٰتٖ مِّن نَّخِيلٖ وَأَعۡنَٰبٖ لَّكُمۡ فِيهَا فَوَٰكِهُ كَثِيرَةٞ وَمِنۡهَا تَأۡكُلُونَ ١٩

Öyle iken durdurduk da onunla sizin için hurmalıklar, üzümlükler kabîlinden bağlar, bahçeler yaptık ki içlerinde sizin için birçok yemişler var, onlardan yer ve geçinirsiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu su sayesinde sizin için hurma ve üzüm bağları yarattık. Bu bağlarda size yararlı birçok meyvalar yetişir, onları yiyorsunuz.

– Seyyid Kutub

Onunla sizin için hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik. Bu bağ ve bahçelerde sizin için pek çok meyveler vardır ve siz onlardan yiyorsunuz.

– Diyanet İşleri

وَشَجَرَةٗ تَخۡرُجُ مِن طُورِ سَيۡنَآءَ تَنۢبُتُ بِٱلدُّهۡنِ وَصِبۡغٖ لِّلۡأٓكِلِينَ ٢٠

Ve bir ağaç ki Tûr-i Sînâ’dan çıkar, yağ ve yiyenlere bir katıkla biter.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yine su sayesinde asıl kaynağı Tur-i Sina olan ve yiyenlere yağ ve katık sağlayan ağacı da yarattık.

– Seyyid Kutub

Yine o su ile Sîna dağında biten bir ağaç (zeytin ağacı) yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu