بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَّا يَمۡلِكُونَ ٱلشَّفَٰعَةَ إِلَّا مَنِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحۡمَٰنِ عَهۡدٗا ٨٧

Rahman’ın katında bir ahd (iman edip söz ve izin) almış olan kimseden başkaları şefaat etmeye sahip olamıyacaklardır.

– Ali Fikri Yavuz

وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَلَدٗا ٨٨

Yahudilerle Hristiyanlar: “- Rahman, çocuk edindi.” dediler.

– Ali Fikri Yavuz

لَّقَدۡ جِئۡتُمۡ شَيۡـًٔا إِدّٗا ٨٩

Yemin olsun ki, siz çok çirkin bir şey söylediniz.

– Ali Fikri Yavuz

تَكَادُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ يَتَفَطَّرۡنَ مِنۡهُ وَتَنشَقُّ ٱلۡأَرۡضُ وَتَخِرُّ ٱلۡجِبَالُ هَدًّا ٩٠

Az kalsın, söyledikleri sözden gökler çatlıyacak, yer yarılacak ve dağlar parçalanıp yere düşecek.

– Ali Fikri Yavuz

أَن دَعَوۡاْ لِلرَّحۡمَٰنِ وَلَدٗا ٩١

O Rahman’a çocuk iddia ettiler diye..

– Ali Fikri Yavuz

وَمَا يَنۢبَغِي لِلرَّحۡمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا ٩٢

Halbuki Rahman’a çocuk edinmek yaraşmaz.

– Ali Fikri Yavuz

إِن كُلُّ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ إِلَّآ ءَاتِي ٱلرَّحۡمَٰنِ عَبۡدٗا ٩٣

Göklerde ve yerde hiç bir kimse yoktur ki, Rahman’a kul olarak gelici olmasın.

– Ali Fikri Yavuz

لَّقَدۡ أَحۡصَىٰهُمۡ وَعَدَّهُمۡ عَدّٗا ٩٤

Yemin olsun ki, Allah hepsini kuşatmış, sayılarını ve işlerini bilmiştir.

– Ali Fikri Yavuz

وَكُلُّهُمۡ ءَاتِيهِ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فَرۡدًا ٩٥

Kıyamet günü de, her biri O’na tek başına (malsız ve evlâdsız, yardımcısız) olarak gelecektir.

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَيَجۡعَلُ لَهُمُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وُدّٗا ٩٦

İman edip salih ameller işleyenler var ya, Rahman bunlara bir sevgi verecek (onları gönüllere sevdirecektir.)

– Ali Fikri Yavuz

فَإِنَّمَا يَسَّرۡنَٰهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ ٱلۡمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِۦ قَوۡمٗا لُّدّٗا ٩٧

İşte biz, Kur’an’ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah’dan korkup sakınanları müjdeliyesin, inad edenleri de onunla korkutasın.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00