بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَنَسُوقُ ٱلۡمُجۡرِمِينَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ وِرۡدٗا ٨٦

Ve günahkârları da cehenneme susamış olarak sevkedeceğizdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لَّا يَمۡلِكُونَ ٱلشَّفَٰعَةَ إِلَّا مَنِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحۡمَٰنِ عَهۡدٗا ٨٧

Şefaate mâlik olamayacaklardır, ancak Rahmân'ın nezdinde bir ahd alan müstesna.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَلَدٗا ٨٨

Ve dediler ki, Rahmân kendisine veled ittihaz ediverdi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لَّقَدۡ جِئۡتُمۡ شَيۡـًٔا إِدّٗا ٨٩

Andolsun ki, pek çirkin bir şey olarak (meydana) gelmiş oldunuz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

تَكَادُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ يَتَفَطَّرۡنَ مِنۡهُ وَتَنشَقُّ ٱلۡأَرۡضُ وَتَخِرُّ ٱلۡجِبَالُ هَدًّا ٩٠

Az daha ondan dolayı gökler çatlayacak ve yer yarılacak ve dağlar yıkılıp yerlere geçecekti.

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَن دَعَوۡاْ لِلرَّحۡمَٰنِ وَلَدٗا ٩١

Rahmân'a veled isnat etmelerinden dolayı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا يَنۢبَغِي لِلرَّحۡمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا ٩٢

Halbuki, veled ittihaz etmek, Rahmân için layık olamaz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِن كُلُّ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ إِلَّآ ءَاتِي ٱلرَّحۡمَٰنِ عَبۡدٗا ٩٣

Göklerde ve yerde olan şeylerin hepsi de Rahmân'a kul olarak vücûda gelmiş şeylerden başka değildir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لَّقَدۡ أَحۡصَىٰهُمۡ وَعَدَّهُمۡ عَدّٗا ٩٤

Kasem olsun ki, onları kuşatmıştır ve onları saymakla saymıştır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَكُلُّهُمۡ ءَاتِيهِ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فَرۡدًا ٩٥

Ve hepsi de Kıyamet günü O'nun huzuruna tek olarak gelecektir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَيَجۡعَلُ لَهُمُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وُدّٗا ٩٦

O kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, muhakkak ki Rahmân, onlar için (kalplerde) bir sevgi vücuda getirecektir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00