بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَلَا تَعۡجَلۡ عَلَيۡهِمۡۖ إِنَّمَا نَعُدُّ لَهُمۡ عَدّٗا ٨٤

Aleyhlerinde acele etme! Biz, onlar için yalnızca bir sayı sayıyoruz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

يَوۡمَ نَحۡشُرُ ٱلۡمُتَّقِينَ إِلَى ٱلرَّحۡمَٰنِ وَفۡدٗا ٨٥

Takva sahiplerini bir heyet halinde Rahman'ın huzurunda toplayacağımız gün,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَنَسُوقُ ٱلۡمُجۡرِمِينَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ وِرۡدٗا ٨٦

suçluları da susuz olarak cehenneme sevk edeceğiz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَّا يَمۡلِكُونَ ٱلشَّفَٰعَةَ إِلَّا مَنِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحۡمَٰنِ عَهۡدٗا ٨٧

Rahman'ın katında bir söz almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَلَدٗا ٨٨

Rahman çocuk edindi. dediler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَّقَدۡ جِئۡتُمۡ شَيۡـًٔا إِدّٗا ٨٩

Andolsun ki, pek ağır, pek çirkin bir iddiaya cüret ettiniz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

تَكَادُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ يَتَفَطَّرۡنَ مِنۡهُ وَتَنشَقُّ ٱلۡأَرۡضُ وَتَخِرُّ ٱلۡجِبَالُ هَدًّا ٩٠

Az daha o yüzden gökler çatlayacak ve dağlar yıkılıp yerlere geçecek.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَن دَعَوۡاْ لِلرَّحۡمَٰنِ وَلَدٗا ٩١

O Rahman'a çocuk iddiasında bulundular diye.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمَا يَنۢبَغِي لِلرَّحۡمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا ٩٢

Halbuki, çocuk edinmek Rahman'a yaraşmaz.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِن كُلُّ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ إِلَّآ ءَاتِي ٱلرَّحۡمَٰنِ عَبۡدٗا ٩٣

Göklerde ve yerde Rahman'a kul olarak gelmeyecek hiçbir kimse yoktur.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَّقَدۡ أَحۡصَىٰهُمۡ وَعَدَّهُمۡ عَدّٗا ٩٤

Andolsun ki, hepsini kuşatmış ve hepsini bir bir saymıştır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00