بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

كـَلَّاۚ سَيَكۡفُرُونَ بِعِبَادَتِهِمۡ وَيَكُونُونَ عَلَيۡهِمۡ ضِدًّا ٨٢

Hayır, zannettikleri gibi değil. O putlar, yarın onların ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine hasım olacaklar.

– Ali Fikri Yavuz

أَلَمۡ تَرَ أَنَّآ أَرۡسَلۡنَا ٱلشَّيَٰطِينَ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ تَؤُزُّهُمۡ أَزّٗا ٨٣

Görmedin mi, biz, Şeytanları o kâfirler üzerine musallat ettik. Onları günaha teşvik edip duruyorlar.

– Ali Fikri Yavuz

فَلَا تَعۡجَلۡ عَلَيۡهِمۡۖ إِنَّمَا نَعُدُّ لَهُمۡ عَدّٗا ٨٤

Bu itibarla aleyhlerine (azap istemekte) acele etme. Çünkü biz onların ecel günlerini sayıyoruz (bu muayyen bir müddettir.)

– Ali Fikri Yavuz

يَوۡمَ نَحۡشُرُ ٱلۡمُتَّقِينَ إِلَى ٱلرَّحۡمَٰنِ وَفۡدٗا ٨٥

Takva sahiplerini, elçiler gibi Rahman’ın huzuruna toplayacağımız gün,

– Ali Fikri Yavuz

وَنَسُوقُ ٱلۡمُجۡرِمِينَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ وِرۡدٗا ٨٦

Mücrimleri de susuz olarak Cehennem’e süreceğiz.

– Ali Fikri Yavuz

لَّا يَمۡلِكُونَ ٱلشَّفَٰعَةَ إِلَّا مَنِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحۡمَٰنِ عَهۡدٗا ٨٧

Rahman’ın katında bir ahd (iman edip söz ve izin) almış olan kimseden başkaları şefaat etmeye sahip olamıyacaklardır.

– Ali Fikri Yavuz

وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَلَدٗا ٨٨

Yahudilerle Hristiyanlar: “- Rahman, çocuk edindi.” dediler.

– Ali Fikri Yavuz

لَّقَدۡ جِئۡتُمۡ شَيۡـًٔا إِدّٗا ٨٩

Yemin olsun ki, siz çok çirkin bir şey söylediniz.

– Ali Fikri Yavuz

تَكَادُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ يَتَفَطَّرۡنَ مِنۡهُ وَتَنشَقُّ ٱلۡأَرۡضُ وَتَخِرُّ ٱلۡجِبَالُ هَدًّا ٩٠

Az kalsın, söyledikleri sözden gökler çatlıyacak, yer yarılacak ve dağlar parçalanıp yere düşecek.

– Ali Fikri Yavuz

أَن دَعَوۡاْ لِلرَّحۡمَٰنِ وَلَدٗا ٩١

O Rahman’a çocuk iddia ettiler diye..

– Ali Fikri Yavuz

وَمَا يَنۢبَغِي لِلرَّحۡمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا ٩٢

Halbuki Rahman’a çocuk edinmek yaraşmaz.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00