070 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

مِّنَ ٱللَّهِ ذِي ٱلۡمَعَارِجِ ٣

(O azabın inişi) yüksek makamların sahibi Allah’dandır.

– Ali Fikri Yavuz

تَعۡرُجُ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ إِلَيۡهِ فِي يَوۡمٖ كَانَ مِقۡدَارُهُۥ خَمۡسِينَ أَلۡفَ سَنَةٖ ٤

(Bu makamların) her birine, melekler ve cebrâil, miktarı elli bin yıl olan, bir günde çıkar.

– Ali Fikri Yavuz

فَٱصۡبِرۡ صَبۡرٗا جَمِيلًا ٥

O halde (Ey Rasûlüm, o kâfirlerin eziyetlerine) güzel bir sabır ile sabret; (çünkü azabın inme zamanı yaklaşmıştır).

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّهُمۡ يَرَوۡنَهُۥ بَعِيدٗا ٦

Doğrusu onlar, onu uzak (imkânsız) görüyorlar.

– Ali Fikri Yavuz

وَنَرَىٰهُ قَرِيبٗا ٧

Fakat biz, o azabı yakın görüyoruz.

– Ali Fikri Yavuz

يَوۡمَ تَكُونُ ٱلسَّمَآءُ كَٱلۡمُهۡلِ ٨

O gün, gök erimiş maden gibi olacak;

– Ali Fikri Yavuz

وَتَكُونُ ٱلۡجِبَالُ كَٱلۡعِهۡنِ ٩

Dağlar da, renk renk atılmış yün gibi bulunacak.

– Ali Fikri Yavuz

وَلَا يَسۡـَٔلُ حَمِيمٌ حَمِيمٗا ١٠

Hiç bir yakın (akraba), bir yakına halini sormaz.

– Ali Fikri Yavuz

يُبَصَّرُونَهُمۡۚ يَوَدُّ ٱلۡمُجۡرِمُ لَوۡ يَفۡتَدِي مِنۡ عَذَابِ يَوۡمِئِذِۭ بِبَنِيهِ ١١

(O kıyamet gününde akraba ve hısımlar) birbirlerine gösterilirler; (fakat herkes kendi derdi ile meşgul olduğundan birbirlerini tanıyamazlar). Mücrim (müşrik), o günün azabından kurtulmak için ister ki, fidye (bedel) verse oğullarını,

– Ali Fikri Yavuz

وَصَٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ ١٢

Karısını, kardeşini,

– Ali Fikri Yavuz

وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِي تُـٔۡوِيهِ ١٣

Kendini barındıran aşiretini,

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu