بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
يَسۡـَٔلُ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلۡقِيَٰمَةِ ٦
(6-7) Sorar ki Kıyamet günü ne zamandır? Artık o zaman ki, göz kamaşmış bir halde bulunur.
فَإِذَا بَرِقَ ٱلۡبَصَرُ ٧
(6-7) Sorar ki Kıyamet günü ne zamandır? Artık o zaman ki, göz kamaşmış bir halde bulunur.
وَخَسَفَ ٱلۡقَمَرُ ٨
(8-9) Ve ay tutulmuş olur. Ve güneş ile ay toplatılmış bulunur.
وَجُمِعَ ٱلشَّمۡسُ وَٱلۡقَمَرُ ٩
(8-9) Ve ay tutulmuş olur. Ve güneş ile ay toplatılmış bulunur.
يَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذٍ أَيۡنَ ٱلۡمَفَرُّ ١٠
(10-11) O gün insan der ki: «Kaçacak yer nerede?» Hayır. Hiçbir sığınacak yer yoktur.
كـَلَّا لَا وَزَرَ ١١
(10-11) O gün insan der ki: «Kaçacak yer nerede?» Hayır. Hiçbir sığınacak yer yoktur.
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡمُسۡتَقَرُّ ١٢
O günde durulacak makam, Rabbin tarafından tayin edilecektir.
يُنَبَّؤُاْ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذِۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ١٣
(13-14) O gün insana ileri götürmüş olduğu şeyler ile geriye bırakmış olduğu şeyler haber verilecektir. Doğrusu insan kendi şahsı aleyhine bir hüccetir.
بَلِ ٱلۡإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦ بَصِيرَةٞ ١٤
(13-14) O gün insana ileri götürmüş olduğu şeyler ile geriye bırakmış olduğu şeyler haber verilecektir. Doğrusu insan kendi şahsı aleyhine bir hüccetir.
وَلَوۡ أَلۡقَىٰ مَعَاذِيرَهُۥ ١٥
Velev ki, mazeretlerini ortaya atmış bulunsun.
لَا تُحَرِّكۡ بِهِۦ لِسَانَكَ لِتَعۡجَلَ بِهِۦٓ ١٦
(16-17) Onu (Kur'an'ı) acele ahzedesin diye onunla dilini kımıldatma. Şüphe yok ki, onu toplamak da, onu okutmak da Bize aittir.