068 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَدُّواْ لَوۡ تُدۡهِنُ فَيُدۡهِنُونَ ٩

Arzu ettiler ki, sen (onları) yağlasan onlar da sana yağ yapacaklardı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَلَا تُطِعۡ كُلَّ حَلَّافٖ مَّهِينٍ ١٠

Tanıma şunların hiç birini; çok yemin eden o aşağılık,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

هَمَّازٖ مَّشَّآءِۭ بِنَمِيمٖ ١١

gammaz, koğuculukla gezer,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

مَّنَّاعٖ لِّلۡخَيۡرِ مُعۡتَدٍ أَثِيمٍ ١٢

hayrı engelleyen, saldırgan, vebal yüklü,

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

عُتُلِّۭ بَعۡدَ ذَٰلِكَ زَنِيمٍ ١٣

zobu (kaba), sonra da takma (soysuzlukla damgalı),

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَن كَانَ ذَا مَالٖ وَبَنِينَ ١٤

mal ve oğulları var diye.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٥

Karşısında ayetlerimiz okunurken: «Eskilerin masalları.» dedi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

سَنَسِمُهُۥ عَلَى ٱلۡخُرۡطُومِ ١٦

Yakında Biz onu o hortumunun üzerinden damgalayacağız

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّا بَلَوۡنَٰهُمۡ كَمَا بَلَوۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ إِذۡ أَقۡسَمُواْ لَيَصۡرِمُنَّهَا مُصۡبِحِينَ ١٧

Haberiniz olsun ki, Biz onlara bela vermişizdir, (tıpkı) o bağ sahiplerine bela verdiğimiz gibi. O sırada ki, sabah olunca mutlaka onu devşireceklerine yemin etmişlerdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَلَا يَسۡتَثۡنُونَ ١٨

(Allah izin verirse, diye) bir istisna da yapmıyorlardı.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَطَافَ عَلَيۡهَا طَآئِفٞ مِّن رَّبِّكَ وَهُمۡ نَآئِمُونَ ١٩

Derken onlar uyurken Rabbin tarafından bir dolaşan (afet) onun üzerinden dolaşıverdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu