بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِنَّ لَكَ لَأَجۡرًا غَيۡرَ مَمۡنُونٖ ٣

Ve şüphe yok ki senin için bir tükenmez mükâfaat vardır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٖ ٤

Ve muhakkak ki sen pek büyük bir ahlak üzerindesin.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَسَتُبۡصِرُ وَيُبۡصِرُونَ ٥

(5-6) Artık yakında göreceksin ve göreceklerdir, fitneye uğramış olan hanginiz imiş?

– Ömer Nasuhi Bilmen

بِأَييِّكُمُ ٱلۡمَفۡتُونُ ٦

(5-6) Artık yakında göreceksin ve göreceklerdir, fitneye uğramış olan hanginiz imiş?

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِٱلۡمُهۡتَدِينَ ٧

(7-9) Şüphe yok ki Rabbindir, O'dur. O'nun yolundan sapıtmış olanı en ziyâde bilen ve O'dur hidâyete ereni de en ziyâde bilen. Artık o tekzîp edenlere itaat etmemekte devam et. Onlar arzu ettiler ki sen yaltaklanıvermiş olsa idin. O zaman onlar da yaltaklanacaklardı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَلَا تُطِعِ ٱلۡمُكَذِّبِينَ ٨

(7-9) Şüphe yok ki Rabbindir, O'dur. O'nun yolundan sapıtmış olanı en ziyâde bilen ve O'dur hidâyete ereni de en ziyâde bilen. Artık o tekzîp edenlere itaat etmemekte devam et. Onlar arzu ettiler ki sen yaltaklanıvermiş olsa idin. O zaman onlar da yaltaklanacaklardı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَدُّواْ لَوۡ تُدۡهِنُ فَيُدۡهِنُونَ ٩

(7-9) Şüphe yok ki Rabbindir, O'dur. O'nun yolundan sapıtmış olanı en ziyâde bilen ve O'dur hidâyete ereni de en ziyâde bilen. Artık o tekzîp edenlere itaat etmemekte devam et. Onlar arzu ettiler ki sen yaltaklanıvermiş olsa idin. O zaman onlar da yaltaklanacaklardı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَا تُطِعۡ كُلَّ حَلَّافٖ مَّهِينٍ ١٠

(10-12) Ve itaat gösterme her çok yemîn edene, âdî fikirli olana. Daima kusur arayana. Lâf götürüp getirene. Hayırdan men'e çalışıp durana, haddi tecavüz edene, çok günahkâr olana.

– Ömer Nasuhi Bilmen

هَمَّازٖ مَّشَّآءِۭ بِنَمِيمٖ ١١

(10-12) Ve itaat gösterme her çok yemîn edene, âdî fikirli olana. Daima kusur arayana. Lâf götürüp getirene. Hayırdan men'e çalışıp durana, haddi tecavüz edene, çok günahkâr olana.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مَّنَّاعٖ لِّلۡخَيۡرِ مُعۡتَدٍ أَثِيمٍ ١٢

(10-12) Ve itaat gösterme her çok yemîn edene, âdî fikirli olana. Daima kusur arayana. Lâf götürüp getirene. Hayırdan men'e çalışıp durana, haddi tecavüz edene, çok günahkâr olana.

– Ömer Nasuhi Bilmen

عُتُلِّۭ بَعۡدَ ذَٰلِكَ زَنِيمٍ ١٣

(13-15) Bunun ötesinde de kötü sözlü olup fenalıklarla tanışmış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00