068 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ أَوۡسَطُهُمۡ أَلَمۡ أَقُل لَّكُمۡ لَوۡلَا تُسَبِّحُونَ ٢٨

İnsaflıları şöyle dedi: “- Ben demedim mi size, tesbîh etseydiniz? (İnşaallah deyeydiniz).”

– Ali Fikri Yavuz

قَالُواْ سُبۡحَٰنَ رَبِّنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ ٢٩

Onlar: “- Seni tenzîh ederiz, Rabbimiz! Doğrusu biz zalimlermişiz.” dediler.

– Ali Fikri Yavuz

فَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَلَٰوَمُونَ ٣٠

Sonra da döndüler, birbirlerine kabahat yüklemeye başladılar:

– Ali Fikri Yavuz

قَالُواْ يَٰوَيۡلَنَآ إِنَّا كُنَّا طَٰغِينَ ٣١

Dediler ki: “-Yazıklar olsun bizler azgınlarmışız.

– Ali Fikri Yavuz

عَسَىٰ رَبُّنَآ أَن يُبۡدِلَنَا خَيۡرٗا مِّنۡهَآ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا رَٰغِبُونَ ٣٢

Umulur ki Rabbimiz, bize, onun yerine daha hayırlısını verir. Muhakkak biz, Rabbimizden hayır istiyenleriz.”

– Ali Fikri Yavuz

كَذَٰلِكَ ٱلۡعَذَابُۖ وَلَعَذَابُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَكۡبَرُۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ ٣٣

İşte böyledir azab... Ahiret azabı ise, daha büyüktür; eğer bunu bilseler, (sakınırlardı).

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ عِندَ رَبِّهِمۡ جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ ٣٤

Muhakkak ki takva sahibleri için, Rableri katında Na’îm= nimetleri tükenmez cennetler var.

– Ali Fikri Yavuz

أَفَنَجۡعَلُ ٱلۡمُسۡلِمِينَ كَٱلۡمُجۡرِمِينَ ٣٥

Artık müslümanları, mücrim kâfirler gibi yapar mıyız, (hiç sevap bakımından onları bir tutar mıyız)?

– Ali Fikri Yavuz

مَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ ٣٦

(Ey kâfirler, öldükten sonra müminle kâfir müsavi olur demekle) neyinize güveniyorsunuz? Nasıl (böyle yanlış) hüküm veriyorsunuz?

– Ali Fikri Yavuz

أَمۡ لَكُمۡ كِتَٰبٞ فِيهِ تَدۡرُسُونَ ٣٧

Yoksa size mahsus kitap var da, onda şu dersi mi okuyorsunuz.

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّ لَكُمۡ فِيهِ لَمَا تَخَيَّرُونَ ٣٨

“- Siz her şeyi arzu ederseniz, muhakkak o sizin olacak.” diye, içinde yazılı mıdır?

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu