بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِذۡ يَتَلَقَّى ٱلۡمُتَلَقِّيَانِ عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ قَعِيدٞ ١٧

İki zabıt memuru (melek), sağda ve solda oturmuş zabıt tutarlarken.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

مَّا يَلۡفِظُ مِن قَوۡلٍ إِلَّا لَدَيۡهِ رَقِيبٌ عَتِيدٞ ١٨

Her ne söz söylerse, mutlaka yanında hazır bir gözcü vardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَجَآءَتۡ سَكۡرَةُ ٱلۡمَوۡتِ بِٱلۡحَقِّۖ ذَٰلِكَ مَا كُنتَ مِنۡهُ تَحِيدُ ١٩

Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldiğinde: «İşte o senin kaçıp durduğun!» diye.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَنُفِخَ فِي ٱلصُّورِۚ ذَٰلِكَ يَوۡمُ ٱلۡوَعِيدِ ٢٠

Ve Sur üfürüldüğünde ki, işte o tehdit günüdür.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَجَآءَتۡ كُلُّ نَفۡسٖ مَّعَهَا سَآئِقٞ وَشَهِيدٞ ٢١

Herkes gelecektir, yanında bir sevk memuru ve bir şahit olduğu halde.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَّقَدۡ كُنتَ فِي غَفۡلَةٖ مِّنۡ هَٰذَا فَكَشَفۡنَا عَنكَ غِطَآءَكَ فَبَصَرُكَ ٱلۡيَوۡمَ حَدِيدٞ ٢٢

Andolsun ki, sen bundan bir gaflet içindeydin, şimdi senden perdeni açtık. Artık bugün gözün keskindir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَقَالَ قَرِينُهُۥ هَٰذَا مَا لَدَيَّ عَتِيدٌ ٢٣

Yanındaki diyecektir ki: «İşte bu yanımdaki hazır!»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَلۡقِيَا فِي جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَنِيدٖ ٢٤

«Atın atın cehenneme her inatçı nankörü!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

مَّنَّاعٖ لِّلۡخَيۡرِ مُعۡتَدٖ مُّرِيبٍ ٢٥

Hayra engel, haşarı, şüpheci kafiri!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ٱلَّذِي جَعَلَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَأَلۡقِيَاهُ فِي ٱلۡعَذَابِ ٱلشَّدِيدِ ٢٦

Ki, Allah'ın yanında başka ilah tanımıştır; haydi ikiniz atın onu şiddetli azap içine!» (der Allah).

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

۞ قَالَ قَرِينُهُۥ رَبَّنَا مَآ أَطۡغَيۡتُهُۥ وَلَٰكِن كَانَ فِي ضَلَٰلِۭ بَعِيدٖ ٢٧

Arkadaşı: «Ey Rabbimiz onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi!» der.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00