بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قُلۡ ءَامِنُواْ بِهِۦٓ أَوۡ لَا تُؤۡمِنُوٓاْۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ مِن قَبۡلِهِۦٓ إِذَا يُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ يَخِرُّونَۤ لِلۡأَذۡقَانِۤ سُجَّدٗاۤ ١٠٧

(Ey Rasûlüm), de ki: “- İster ona inanın ister inanmayın (bu tutumunuz, Kur’ân’ın kemalini değiştirmez.) çünkü Kur’ân’dan önce kendilerine Tevrat’la, ahir zaman Peygamberinin vasfına dair ilim verilenlere karşı, Kur’ân okunduğu zaman, yüzleri üstü secdeye kapanıyorlar. (Allah’a şükrediyorlar). (*)

– Ali Fikri Yavuz

وَيَقُولُونَ سُبۡحَٰنَ رَبِّنَآ إِن كَانَ وَعۡدُ رَبِّنَا لَمَفۡعُولٗا ١٠٨

Ve şöyle diyorlar: “- Rabbimizi tenzih ederiz (vaadini yerine getirir). Gerçekten Rabbimiz vaadi yerine getirilmiş bulunuyor.”

– Ali Fikri Yavuz

وَيَخِرُّونَ لِلۡأَذۡقَانِ يَبۡكُونَ وَيَزِيدُهُمۡ خُشُوعٗا۩ ١٠٩

Hem ağlayarak yüzleri üstü secdeye kapanıyorlar, hem de bu Kur’ân’ı işitmek, onların kalb yumuşaklığını artırıyor.

– Ali Fikri Yavuz

قُلِ ٱدۡعُواْ ٱللَّهَ أَوِ ٱدۡعُواْ ٱلرَّحۡمَٰنَۖ أَيّٗا مَّا تَدۡعُواْ فَلَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ وَلَا تَجۡهَرۡ بِصَلَاتِكَ وَلَا تُخَافِتۡ بِهَا وَٱبۡتَغِ بَيۡنَ ذَٰلِكَ سَبِيلٗا ١١٠

De ki: “-İster, Allah deyip dua edin, ister Rahman deyin; hangisini derseniz, onundur en güzel isimler (Esma-i Hüsnâ), Namazında sesini pek yükseltme, çok da gizleme. Bu ikisinin arasını bir yol tut. (Ebû Cehil, Peygamber Efendimizin Ya Allah!... Ya Rahman!, diye dua ettiğini işitince: “- Bizi iki ilâha ibadet etmekten alıkoyuyor, halbuki kendisi başka bir ilâha dua ediyor.” demiş ve bu âyet-i kerime, bunun üzerine nâzil olmuştur).

– Ali Fikri Yavuz

وَقُلِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ ٱلَّذِي لَمۡ يَتَّخِذۡ وَلَدٗا وَلَمۡ يَكُن لَّهُۥ شَرِيكٞ فِي ٱلۡمُلۡكِ وَلَمۡ يَكُن لَّهُۥ وَلِيّٞ مِّنَ ٱلذُّلِّۖ وَكَبِّرۡهُ تَكۡبِيرَۢا ١١١

Şöyle de : “- Evlâd edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmıyan ve zelil kimselerden yardımcısı olmayan Allah’a hamd olsun...” O’nu noksanlıklardan yücelt de yücelt...

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00