بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَذِنَتۡ لِرَبِّهَا وَحُقَّتۡ ٥

Ve Rabb’ini dinleyip haklandığı vakit.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve Rabbine yaraştığı şekilde O'na kulak verip boyun eğdiği zaman.

– Seyyid Kutub

Rabbini dinlediği zaman -ki ona yaraşan da budur- (insan yaptıklarını karşısında bulur!)

– Diyanet İşleri

يَٰٓأَيُّهَا ٱلۡإِنسَٰنُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدۡحٗا فَمُلَٰقِيهِ ٦

Ey o insan! Sen cidden Rabb’ine doğru çabalar da çabalar nihâyet ona mülâkî olursun.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey insanoğlu! Sen Rabbine kavuşuncaya kadar çalışıp çabalayacak, sonunda O'na kavuşacaksın.

– Seyyid Kutub

Ey insan! Şüphesiz, sen Rabbine (kavuşuncaya kadar) didinip duracak ve sonunda didinmenin karşılığına kavuşacaksın.

– Diyanet İşleri

فَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ ٧

O vakit kitabı sağ eline verilen.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O zaman kimin kitabı sağından verilirse,

– Seyyid Kutub

Kime kitabı sağından verilirse,

– Diyanet İşleri

فَسَوۡفَ يُحَاسَبُ حِسَابٗا يَسِيرٗا ٨

Kolay bir hesab ile muhasebe olunur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O kolay bir hesaba çekilecek.

– Seyyid Kutub

Hesabı çok kolay bir şekilde görülecek,

– Diyanet İşleri

وَيَنقَلِبُ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِۦ مَسۡرُورٗا ٩

Ve mesrur olarak ehline gider.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir.

– Seyyid Kutub

Sevinçli olarak ailesine dönecektir.

– Diyanet İşleri

وَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ وَرَآءَ ظَهۡرِهِۦ ١٠

Ve amma kitabı "arkasında" verilen.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kimin kitabı da sırtının arkasından verilirse.

– Seyyid Kutub

Fakat kime kitabı arkasından verilirse,

– Diyanet İşleri

فَسَوۡفَ يَدۡعُواْ ثُبُورٗا ١١

Helâk! Diye çağırır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O, ölümü çağıracak.

– Seyyid Kutub

(11-12) “Helâk!” diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir.

– Diyanet İşleri

وَيَصۡلَىٰ سَعِيرًا ١٢

Ve Saire yaslanır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve çılgın alevli cehenneme girecektir.

– Seyyid Kutub

(11-12) “Helâk!” diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ كَانَ فِيٓ أَهۡلِهِۦ مَسۡرُورًا ١٣

Çünkü o ehlinde mesrur idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü o, dünyada ailesi arasında sevinç içinde idi.

– Seyyid Kutub

Çünkü o, (dünyada iken) ailesi içinde sevinçli idi.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ ١٤

Çünkü hiç inkılâb görmeyecek sanmıştı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Rabbine hiç dönmeyeceğini sanmıştı.

– Seyyid Kutub

Çünkü o hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sanırdı.

– Diyanet İşleri

بَلَىٰٓۚ إِنَّ رَبَّهُۥ كَانَ بِهِۦ بَصِيرٗا ١٥

Hayır, çünkü Rabb’i onu gözetiyordu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Aksine Rabbi onu görmekte idi.

– Seyyid Kutub

Hayır! Sandığı gibi değil! Şüphesiz Rabbi onu görüyordu.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00