بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
يَعۡلَمُونَ مَا تَفۡعَلُونَ ١٢
Her ne yaparsanız biliyorlar.
Yaptıklarınızı bilirler.
Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler.
إِنَّ ٱلۡأَبۡرَارَ لَفِي نَعِيمٖ ١٣
Şüphesiz ki iyiler na‘îm içindedir.
Şüphesiz iyiler cennettedirler.
Şüphesiz, iyiler Naîm cennetindedirler.
وَإِنَّ ٱلۡفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٖ ١٤
Ve şüphesiz ki fâcirler cahîm içindedir.
Kötüler de cehennemdedirler.
Şüphesiz, günahkârlar da cehennemdedirler.
يَصۡلَوۡنَهَا يَوۡمَ ٱلدِّينِ ١٥
Din günü ona yaslanacaklardır
Din günü oraya sürülürler.
Hesap ve ceza günü oraya gireceklerdir.
وَمَا هُمۡ عَنۡهَا بِغَآئِبِينَ ١٦
ve ondan gāib olmayacaklardır.
Oradan bir daha çıkamazlar.
Onlar oradan kaybolup kurtulacak da değillerdir.
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلدِّينِ ١٧
Ve bildin mi nedir din günü?
Din gününün ne olduğunu bilir misin sen?
Hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin?
ثُمَّ مَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلدِّينِ ١٨
Evet, bildin mi nedir din günü?
Hem din gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin?
Evet, hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin?
يَوۡمَ لَا تَمۡلِكُ نَفۡسٞ لِّنَفۡسٖ شَيۡـٔٗاۖ وَٱلۡأَمۡرُ يَوۡمَئِذٖ لِّلَّهِ ١٩
O gün ki kimse kimse için bir şeye mâlik olmaz, emir o gün yalnız Allah’ındır.
O gün kimsenin kimseye faydası olmaz. O gün yetki sadece Allah'ındır.
O gün kimse kimseye hiçbir fayda sağlayamayacaktır. O gün buyruk, yalnız Allah'ındır.