015 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَلَمَّا جَآءَ ءَالَ لُوطٍ ٱلۡمُرۡسَلُونَ ٦١

Bunun üzerine vaktâ ki âl-i Lût’a mürseller geldiler,

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu elçiler Lût'un evine geldiklerinde.

– Seyyid Kutub

Elçiler (melekler) Lût'un ailesine gelince Lût onlara, "Gerçekten siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ إِنَّكُمۡ قَوۡمٞ مُّنكَرُونَ ٦٢

“siz” dedi, “cidden ürkülecek bir kavimsiniz”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Lût; «Siz benim tanımadığım kimselersiniz» dedi.

– Seyyid Kutub

Elçiler (melekler) Lût'un ailesine gelince Lût onlara, "Gerçekten siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالُواْ بَلۡ جِئۡنَٰكَ بِمَا كَانُواْ فِيهِ يَمۡتَرُونَ ٦٣

“Yok” dediler, “biz sana onların şek edip durduklarını getirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar dediler ki; «Biz sana soydaşlarının kuşku ile karşıladıkları ilahi azabı haber vermeye geldik.»

– Seyyid Kutub

Dediler ki: "Evet, fakat biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik."

– Diyanet İşleri

وَأَتَيۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ ٦٤

Ve sana emr-i Hak ile geldik, emîn ol biz sâdıklarız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sana gerçeği getirdik, kesinlikle doğru söylüyoruz.

– Seyyid Kutub

"Biz sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz."

– Diyanet İşleri

فَأَسۡرِ بِأَهۡلِكَ بِقِطۡعٖ مِّنَ ٱلَّيۡلِ وَٱتَّبِعۡ أَدۡبَٰرَهُمۡ وَلَا يَلۡتَفِتۡ مِنكُمۡ أَحَدٞ وَٱمۡضُواْ حَيۡثُ تُؤۡمَرُونَ ٦٥

Hemen gecenin bir kısmında ehlini yürüt ve sen arkalarından git ve içinizden hiçbir kimse ardına bakmasın, emrolunduğunuz yere geçin gidin”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gecenin bir saatinde aileni ve bağlılarını yola çıkar, sen de peşlerinden git, hiçbiriniz arkasına bakmasın, emredildiğiniz yere doğru yol alın.

– Seyyid Kutub

"Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından git. Hiçbiriniz arkaya bakmasın. Emrolunduğunuz yere (doğru) geçin gidin."

– Diyanet İşleri

وَقَضَيۡنَآ إِلَيۡهِ ذَٰلِكَ ٱلۡأَمۡرَ أَنَّ دَابِرَ هَٰٓؤُلَآءِ مَقۡطُوعٞ مُّصۡبِحِينَ ٦٦

Ona kat‘î olarak şu emri vahyettik: “Sabaha çıkarlarken şunların arkaları kat‘iyyen kesilecek”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Böylece Lût'a bu önemli olayı, yani sabah olunca şu adamların soylarının kurumuş olacağı yolundaki hükmümüzü bildirdik.

– Seyyid Kutub

Ona şu durumu kesin olarak bildirdik: "Sabaha çıkarken onların sonu kesilmiş olacak."

– Diyanet İşleri

وَجَآءَ أَهۡلُ ٱلۡمَدِينَةِ يَسۡتَبۡشِرُونَ ٦٧

Şehir ahâlisi de haber alıp keyif içinde gelmişlerdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şehir halkı sevinç içinde Lût'un evine geldi.

– Seyyid Kutub

Şehir halkı sevinerek geldiler.

– Diyanet İşleri

قَالَ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ ضَيۡفِي فَلَا تَفۡضَحُونِ ٦٨

“Amanın” dedi, “onlar benim müsafirlerim, artık beni rüsvay etmeyin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Lût onlara dedi ki; «Bunlar benim konuklarımdır, sakın beni onlar karşısında rezil etmeyiniz.»

– Seyyid Kutub

Lût dedi ki: "Şüphesiz bunlar benim misafirlerimdir. Sakın beni rezil etmeyin."

– Diyanet İşleri

وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلَا تُخۡزُونِ ٦٩

Allah’tan korkun, beni utandırmayın”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah'dan korkunuz, beni utandırmayınız.»

– Seyyid Kutub

"Allah'a karşı gelmekten sakının, beni utandırmayın" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالُوٓاْ أَوَلَمۡ نَنۡهَكَ عَنِ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٧٠

“Seni” dediler, “âlemden nehyetmedik mi?”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hemşehrileri ona; «İnsanlar ile ilişki kurmayı biz sana yasaklamamış mıydık?» dediler.

– Seyyid Kutub

Onlar, "Biz seni insanlarla ilgilenmekten menetmemiş miydik" dediler.

– Diyanet İşleri

قَالَ هَٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِيٓ إِن كُنتُمۡ فَٰعِلِينَ ٧١

“Tâ şunlar kızlarım, eğer yapacaksanız” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Lût; «Eğer bir şey yapacaksanız, işte size kızlarım» dedi.

– Seyyid Kutub

Lût: "İşte kızlarım. Eğer yapacaksanız (onlarla evlenebilirsiniz)" dedi.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu