بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِلَّا مَنِ ٱسۡتَرَقَ ٱلسَّمۡعَ فَأَتۡبَعَهُۥ شِهَابٞ مُّبِينٞ ١٨

Ancak kulak hırsızlığı eden Şeytan vardır ki, onu, apaçık bir yıldız takip eder (ve üzerine düşerek onu yakar).

– Ali Fikri Yavuz

وَٱلۡأَرۡضَ مَدَدۡنَٰهَا وَأَلۡقَيۡنَا فِيهَا رَوَٰسِيَ وَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا مِن كُلِّ شَيۡءٖ مَّوۡزُونٖ ١٩

Arzı da döşedik ve oraya yerli yerinde dağlar koyduk, orada hikmetle ölçülmüş her şeyden bitkiler bitirdik.

– Ali Fikri Yavuz

وَجَعَلۡنَا لَكُمۡ فِيهَا مَعَٰيِشَ وَمَن لَّسۡتُمۡ لَهُۥ بِرَٰزِقِينَ ٢٠

O arzda hem sizin için, hem de sizin rızık vericisi olmadığınız (hayvanat ve köleleriniz gibi) kimseler için geçimlikler (ekinler ve yemişler) yarattık.

– Ali Fikri Yavuz

وَإِن مِّن شَيۡءٍ إِلَّا عِندَنَا خَزَآئِنُهُۥ وَمَا نُنَزِّلُهُۥٓ إِلَّا بِقَدَرٖ مَّعۡلُومٖ ٢١

Kulların faydalandığı hiç bir şey yoktur ki, onu meydana getiren hazinelerin anahtarları katımızda olmasın, (muhakkak her şey bizim kudretimizle meydana gelir). Fakat biz, onu, ancak ihtiyaca göre, malum bir miktarda veririz.

– Ali Fikri Yavuz

وَأَرۡسَلۡنَا ٱلرِّيَٰحَ لَوَٰقِحَ فَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَسۡقَيۡنَٰكُمُوهُ وَمَآ أَنتُمۡ لَهُۥ بِخَٰزِنِينَ ٢٢

Biz (bitki ve bulutlar için) aşılayıcı rüzgârlar gönderdik de gökten bir su indirip sizi onunla suvardık. O suyu hazinelerde tutan da siz değilsiniz.

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّا لَنَحۡنُ نُحۡيِۦ وَنُمِيتُ وَنَحۡنُ ٱلۡوَٰرِثُونَ ٢٣

Elbette ve elbette biz diriltiriz, öldürürüz ve hepsinin variseri de biziz (onlar hep helâk olacak, biz ise ebedîyyen bakîyiz. ).

– Ali Fikri Yavuz

وَلَقَدۡ عَلِمۡنَا ٱلۡمُسۡتَقۡدِمِينَ مِنكُمۡ وَلَقَدۡ عَلِمۡنَا ٱلۡمُسۡتَـٔۡخِرِينَ ٢٤

Andolsun, içinizden İslâmda öne geçmek istiyenleri de biliriz, geri kalmak istiyenleri de biliriz.

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحۡشُرُهُمۡۚ إِنَّهُۥ حَكِيمٌ عَلِيمٞ ٢٥

Muhakkak Rabbin odur ki, onları kıyamet gününde hesaba çekmek için toplayacaktır. Gerçekten O, Hakîm’dir; Alîm’dir.

– Ali Fikri Yavuz

وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ ٢٦

Andolsun ki, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.

– Ali Fikri Yavuz

وَٱلۡجَآنَّ خَلَقۡنَٰهُ مِن قَبۡلُ مِن نَّارِ ٱلسَّمُومِ ٢٧

Cin yaratığını da daha önce şiddetli ateşten yarattık.

– Ali Fikri Yavuz

وَإِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّي خَٰلِقُۢ بَشَرٗا مِّن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ ٢٨

Rabbin, Meleklere şöyle dediği vakti hatırla: “- Ben kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir insan yaratacağım.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00