088 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَّيۡسَ لَهُمۡ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٖ ٦

Onlara, (hayvanların bile sakınıp yiyemediği) bir nebattan başka yiyecek yok.

– Ali Fikri Yavuz

لَّا يُسۡمِنُ وَلَا يُغۡنِي مِن جُوعٖ ٧

O, ne besler, ne açlıktan kurtarır.

– Ali Fikri Yavuz

وُجُوهٞ يَوۡمَئِذٖ نَّاعِمَةٞ ٨

Bir takım yüzler de o gün mes’uddur.

– Ali Fikri Yavuz

لِّسَعۡيِهَا رَاضِيَةٞ ٩

(Dünyadaki) çalışmasından ötürü hoşnuddur;

– Ali Fikri Yavuz

فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٖ ١٠

(Kıymet ve mevkii) yüksek bir cennetde...

– Ali Fikri Yavuz

لَّا تَسۡمَعُ فِيهَا لَٰغِيَةٗ ١١

Öyle ki, orada boş bir söz işitmezsin.

– Ali Fikri Yavuz

فِيهَا عَيۡنٞ جَارِيَةٞ ١٢

Orada var akan bir kaynak...

– Ali Fikri Yavuz

فِيهَا سُرُرٞ مَّرۡفُوعَةٞ ١٣

Orada var yüksek tahtlar,

– Ali Fikri Yavuz

وَأَكۡوَابٞ مَّوۡضُوعَةٞ ١٤

(Önlerine) konmuş bardaklar,

– Ali Fikri Yavuz

وَنَمَارِقُ مَصۡفُوفَةٞ ١٥

Dizilmiş yastıklar,

– Ali Fikri Yavuz

وَزَرَابِيُّ مَبۡثُوثَةٌ ١٦

Ve serilmiş âla döşemeler...

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu