006 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَن تَقُولُوٓاْ إِنَّمَآ أُنزِلَ ٱلۡكِتَٰبُ عَلَىٰ طَآئِفَتَيۡنِ مِن قَبۡلِنَا وَإِن كُنَّا عَن دِرَاسَتِهِمۡ لَغَٰفِلِينَ ١٥٦

Demeyesiniz ki, «Kitap ancak bizden evvel iki tâifeye indirilmiştir ve biz onların kıraatinden şüphesiz ki gâfiller idik.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَوۡ تَقُولُواْ لَوۡ أَنَّآ أُنزِلَ عَلَيۡنَا ٱلۡكِتَٰبُ لَكُنَّآ أَهۡدَىٰ مِنۡهُمۡۚ فَقَدۡ جَآءَكُم بَيِّنَةٞ مِّن رَّبِّكُمۡ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٞۚ فَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّن كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَصَدَفَ عَنۡهَاۗ سَنَجۡزِي ٱلَّذِينَ يَصۡدِفُونَ عَنۡ ءَايَٰتِنَا سُوٓءَ ٱلۡعَذَابِ بِمَا كَانُواْ يَصۡدِفُونَ ١٥٧

Yahut demeyesiniz ki, «Eğer bize kitap indirilmiş olsa idi, elbette biz onlardan daha ziyâde hidâyete ermiş olurduk». İşte size Rabbinizden beyyine de geldi, hidâyet ve rahmet de. Artık Allah Teâlâ'nın âyetlerini tekzîp edenden ve ondan (yüz) çevirenden daha zalim kimdir? Biz âyetlerimizden iraz edenleri elbette böyle irazları sebebiyle azabın en kötüsü ile cezalandıracağızdır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

هَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن تَأۡتِيَهُمُ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ أَوۡ يَأۡتِيَ رَبُّكَ أَوۡ يَأۡتِيَ بَعۡضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَۗ يَوۡمَ يَأۡتِي بَعۡضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَ لَا يَنفَعُ نَفۡسًا إِيمَٰنُهَا لَمۡ تَكُنۡ ءَامَنَتۡ مِن قَبۡلُ أَوۡ كَسَبَتۡ فِيٓ إِيمَٰنِهَا خَيۡرٗاۗ قُلِ ٱنتَظِرُوٓاْ إِنَّا مُنتَظِرُونَ ١٥٨

Onlar başka değil, kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbin gelmesini veya Rabbin bazı âyetlerinin gelmesini bekliyorlar. Rabbin bazı âyetlerinin geleceği gün evvelce imân etmemiş veya imânında bir hayır kazanmamış olan şahsa imân faide bahş olmaz. De ki: «Bekleyiniz, ve biz de şüphe yok ki bekleyicileriz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ ٱلَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمۡ وَكَانُواْ شِيَعٗا لَّسۡتَ مِنۡهُمۡ فِي شَيۡءٍۚ إِنَّمَآ أَمۡرُهُمۡ إِلَى ٱللَّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفۡعَلُونَ ١٥٩

Şüphesiz o kimseler ki, dinlerini tefrikaya düşürdüler ve muhtelif fırkalara ayrıldılar. Sen hiçbir şeyde onlardan değilsin. Onların işleri ancak Allah'a aitir. Sonra onlara ne yapar olduklarını haber verecektir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مَن جَآءَ بِٱلۡحَسَنَةِ فَلَهُۥ عَشۡرُ أَمۡثَالِهَاۖ وَمَن جَآءَ بِٱلسَّيِّئَةِ فَلَا يُجۡزَىٰٓ إِلَّا مِثۡلَهَا وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ ١٦٠

Her kim bir iyilik ile gelirse kendisi için onun on misli vardır. Ve her kim bir kötülük ile gelirse o ancak onun misli ile cezalandırılır. Ve onlar zulme uğramazlar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قُلۡ إِنَّنِي هَدَىٰنِي رَبِّيٓ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ دِينٗا قِيَمٗا مِّلَّةَ إِبۡرَٰهِيمَ حَنِيفٗاۚ وَمَا كَانَ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ ١٦١

De ki, «Şüphe yok ki Rabbim beni müstakim bir yola, dosdoğru bir dine, İbrahim'in Hanîf olan milliyetine hidâyet buyurdu. Ve o, müşriklerden olmuş değildi.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قُلۡ إِنَّ صَلَاتِي وَنُسُكِي وَمَحۡيَايَ وَمَمَاتِي لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٦٢

De ki: «Benim namazım, ibadetlerim ve diriliğim ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ içindir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

لَا شَرِيكَ لَهُۥۖ وَبِذَٰلِكَ أُمِرۡتُ وَأَنَا۠ أَوَّلُ ٱلۡمُسۡلِمِينَ ١٦٣

«O'nun bir ortağı yoktur. Ve ben bununla memur oldum ve ben müslümanların ilkiyim.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قُلۡ أَغَيۡرَ ٱللَّهِ أَبۡغِي رَبّٗا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَيۡءٖۚ وَلَا تَكۡسِبُ كُلُّ نَفۡسٍ إِلَّا عَلَيۡهَاۚ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰۚ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُم مَّرۡجِعُكُمۡ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمۡ فِيهِ تَخۡتَلِفُونَ ١٦٤

De ki: «Ben Allah Teâlâ'dan başka bir Rab mı ararım ki, O herşeyin Rabbidir. Ve herkesin kazanacağı (günah) ancak kendi aleyhinedir. Ve hiçbir günahkâr nefis, başkasının günahını yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O zaman o Rabbiniz kendisinde ihtilâfa düşmüş olduğunuz şeyleri size haber verecektir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَهُوَ ٱلَّذِي جَعَلَكُمۡ خَلَٰٓئِفَ ٱلۡأَرۡضِ وَرَفَعَ بَعۡضَكُمۡ فَوۡقَ بَعۡضٖ دَرَجَٰتٖ لِّيَبۡلُوَكُمۡ فِي مَآ ءَاتَىٰكُمۡۗ إِنَّ رَبَّكَ سَرِيعُ ٱلۡعِقَابِ وَإِنَّهُۥ لَغَفُورٞ رَّحِيمُۢ ١٦٥

«Ve O, (o Hâlik-ı Zîşan)dır ki, sizi yeryüzünde halife kıldı. Ve bazınızı bazınızın üzerine derecelerce yükseltti, tâ ki sizi size verdiği şeylerde imtihana tâbi tutsun. Şüphe yok ki, senin Rabbin Seriu'l-İkâb'tır. Ve muhakkak ki, O gafûrdur, rahîmdir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu