بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَقَدِ ٱسۡتُهۡزِئَ بِرُسُلٖ مِّن قَبۡلِكَ فَحَاقَ بِٱلَّذِينَ سَخِرُواْ مِنۡهُم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ ١٠

Andolsun ki, senden önce gönderilen peygamberlerle de eğlenildi, ancak o eğlendikleri hak, o maskaralığı yapanları çepeçevre kuşatıverdi.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قُلۡ سِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ ثُمَّ ٱنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُكَذِّبِينَ ١١

De ki: «Yeryüzünde dolaşın da peygamberlere yalancı diyenlerin sonunun nasıl olduğunu bir görün!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قُل لِّمَن مَّا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ قُل لِّلَّهِۚ كَتَبَ عَلَىٰ نَفۡسِهِ ٱلرَّحۡمَةَۚ لَيَجۡمَعَنَّكُمۡ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ لَا رَيۡبَ فِيهِۚ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ فَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ ١٢

De ki: «Göklerde ve yerde ne varsa kimindir?» «Allah'ındır!» de. O, merhametli olmayı kendine yazdı. Muhakkak sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacak. Kendilerine yazık edenler iman etmezler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

۞ وَلَهُۥ مَا سَكَنَ فِي ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِۚ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ ١٣

Oysa gecede, gündüzde barınan herşey O'nundur. İşiten ve bilen ancak O'dur.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قُلۡ أَغَيۡرَ ٱللَّهِ أَتَّخِذُ وَلِيّٗا فَاطِرِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَهُوَ يُطۡعِمُ وَلَا يُطۡعَمُۗ قُلۡ إِنِّيٓ أُمِرۡتُ أَنۡ أَكُونَ أَوَّلَ مَنۡ أَسۡلَمَۖ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ ١٤

De ki: «Göklerin ve yerin yaratanı olan Allah'tan başkasını mı dost edineceğim? Oysa O, yedirip besler, kendisi ise beslenmekten münezzehtir.» De ki: «Ben ehl-i İslamın birincisi olmakla emrolundum ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!» buyuruldu.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قُلۡ إِنِّيٓ أَخَافُ إِنۡ عَصَيۡتُ رَبِّي عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٖ ١٥

De ki: «Ben Rabbime isyan edecek olursam, büyük bir günün azabından korkarım.»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

مَّن يُصۡرَفۡ عَنۡهُ يَوۡمَئِذٖ فَقَدۡ رَحِمَهُۥۚ وَذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡمُبِينُ ١٦

O gün kimden azap giderilirse, işte Allah onu bağışlamıştır. Ve işte apaçık kurtuluş budur.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَإِن يَمۡسَسۡكَ ٱللَّهُ بِضُرّٖ فَلَا كَاشِفَ لَهُۥٓ إِلَّا هُوَۖ وَإِن يَمۡسَسۡكَ بِخَيۡرٖ فَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ ١٧

Eğer Allah sana bir keder dokundurursa (verirse), onu O'ndan başka açacak yoktur. Ve eğer sana bir iyilik dokundurursa (verirse), yine O, herşeye gücü yetendir!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَهُوَ ٱلۡقَاهِرُ فَوۡقَ عِبَادِهِۦۚ وَهُوَ ٱلۡحَكِيمُ ٱلۡخَبِيرُ ١٨

Kullarının üstünde tam hakim O'dur. Herşeyden haberdar O'dur!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

قُلۡ أَيُّ شَيۡءٍ أَكۡبَرُ شَهَٰدَةٗۖ قُلِ ٱللَّهُۖ شَهِيدُۢ بَيۡنِي وَبَيۡنَكُمۡۚ وَأُوحِيَ إِلَيَّ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانُ لِأُنذِرَكُم بِهِۦ وَمَنۢ بَلَغَۚ أَئِنَّكُمۡ لَتَشۡهَدُونَ أَنَّ مَعَ ٱللَّهِ ءَالِهَةً أُخۡرَىٰۚ قُل لَّآ أَشۡهَدُۚ قُلۡ إِنَّمَا هُوَ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞ وَإِنَّنِي بَرِيٓءٞ مِّمَّا تُشۡرِكُونَ ١٩

De ki: «Şahitlikçe hangi şey daha büyüktür?» De ki: «Allah benimle sizin aranızda şahittir. Ve bu Kur'an bana vahyolundu ki, sizi ve onun ulaştığı herkesi uyarayım. Gerçekten siz, Allah'tan başka tanrılar olduğuna şahitlik mi ediyorsunuz?» De ki: «Ben şahitlik etmem!» De ki: «O birtek ilahtır ve gerçekten ben ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım!»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ٱلَّذِينَ ءَاتَيۡنَٰهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ يَعۡرِفُونَهُۥ كَمَا يَعۡرِفُونَ أَبۡنَآءَهُمُۘ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ فَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ ٢٠

Kendilerine kitap verdiğimiz milletlerin bilginleri, Peygamber'i kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerine yazık edenler ancak iman getirmezler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00