044 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ مِيقَٰتُهُمۡ أَجۡمَعِينَ ٤٠

Haberiniz olsun ki o fasıl günü hepsinin mîkātıdır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hüküm günü, hepsinin buluşacağı gündür.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz, hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı zamandır.

– Diyanet İşleri

يَوۡمَ لَا يُغۡنِي مَوۡلًى عَن مَّوۡلٗى شَيۡـٔٗا وَلَا هُمۡ يُنصَرُونَ ٤١

O gün ki yar yardan bir şey defʿ edemez ve bir taraftan yardım da olunmazlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz, yardım da görmezler.

– Seyyid Kutub

O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım da edilmez.

– Diyanet İşleri

إِلَّا مَن رَّحِمَ ٱللَّهُۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ٤٢

Ancak Allah’ın rahmetiyle yarlığadığı başka, çünkü O öyle Azîz öyle Rahîm’dir

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yalnız Allah'ın merhamet ettiği bunun dışındadır. Şüphesiz Allah, üstündür, esirgeyendir.

– Seyyid Kutub

Yalnız, Allah'ın yardım ettiği kimseler bunların dışındadır. Şüphesiz O mutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir.

– Diyanet İşleri

إِنَّ شَجَرَتَ ٱلزَّقُّومِ ٤٣

Şüphesiz o zakkum ağacı

– Elmalılı Hamdi Yazır

Zakkum ağacı.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkarların yemeğidir.

– Diyanet İşleri

طَعَامُ ٱلۡأَثِيمِ ٤٤

çok vebal yüklenenin yemeğidir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Günahkarların yemeğidir.

– Seyyid Kutub

Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkarların yemeğidir.

– Diyanet İşleri

كَٱلۡمُهۡلِ يَغۡلِي فِي ٱلۡبُطُونِ ٤٥

Pota gibi karınlarında kaynar

– Elmalılı Hamdi Yazır

Tıpkı erimiş madenler gibi karınlarında kaynar.

– Seyyid Kutub

O, maden eriyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar.

– Diyanet İşleri

كَغَلۡيِ ٱلۡحَمِيمِ ٤٦

hamîm kaynar gibi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sıcak suyun kaynaması gibi.

– Seyyid Kutub

O, maden eriyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar.

– Diyanet İşleri

خُذُوهُ فَٱعۡتِلُوهُ إِلَىٰ سَوَآءِ ٱلۡجَحِيمِ ٤٧

Tutun onu da yaka paça doğru cehennemin ortasına sürükleyin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin.

– Seyyid Kutub

(Allah görevli meleklere şöyle der:) "Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin."

– Diyanet İşleri

ثُمَّ صُبُّواْ فَوۡقَ رَأۡسِهِۦ مِنۡ عَذَابِ ٱلۡحَمِيمِ ٤٨

Sonra da başının üstüne hamîm azâbından dökün.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra başının üzerine kaynar su azabından dökün.

– Seyyid Kutub

"Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün."

– Diyanet İşleri

ذُقۡ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡكَرِيمُ ٤٩

“Tat bakalım” deyin, “çünkü sen azizdin, kerimdin”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Tad bakalım, hani şerefli olan, üstün olan yalnız sendin?

– Seyyid Kutub

(Deyin ki:) "Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?"

– Diyanet İşleri

إِنَّ هَٰذَا مَا كُنتُم بِهِۦ تَمۡتَرُونَ ٥٠

İşte o sizin şek ve mücadele edip durduğunuz bu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte o kuşkulanıp durduğunuz şey budur!

– Seyyid Kutub

"İşte bu şüphelenip durduğunuz şeydir!"

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu