بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ إِن كُنتَ جِئۡتَ بِـَٔايَةٖ فَأۡتِ بِهَآ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ١٠٦

(Firavun, Mûsa’ya şöyle) dedi: “- Eğer sen mû’cize getirdiysen ve sadık kimselerden isen onu (getir) göster.”

– Ali Fikri Yavuz

فَأَلۡقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعۡبَانٞ مُّبِينٞ ١٠٧

Bunun üzerine Mûsa, asâsını yere bıraktı. Hemen o anda asâ, kocaman bir ejderha oluverdi.

– Ali Fikri Yavuz

وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِيَ بَيۡضَآءُ لِلنَّٰظِرِينَ ١٠٨

Bir de elini (koynundan) çıkardı ki, ne görsünler; seyredenlere, eli bembeyaz ışık saçıyor.

– Ali Fikri Yavuz

قَالَ ٱلۡمَلَأُ مِن قَوۡمِ فِرۡعَوۡنَ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٌ عَلِيمٞ ١٠٩

Firavun’un kavminden başta gelenler dedi ki: “- Muhakkak bu, çok bilgiç bir sihirbazdır.

– Ali Fikri Yavuz

يُرِيدُ أَن يُخۡرِجَكُم مِّنۡ أَرۡضِكُمۡۖ فَمَاذَا تَأۡمُرُونَ ١١٠

Sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor.” Firavun da: “- O halde, ne tedbir düşünüyorsunuz?” dedi.

– Ali Fikri Yavuz

قَالُوٓاْ أَرۡجِهۡ وَأَخَاهُ وَأَرۡسِلۡ فِي ٱلۡمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ ١١١

Onlar: “- Mûsa’yı ve kardeşini (Harûn’u) alıkoy ve şehirlere toplayıcılar yolla:

– Ali Fikri Yavuz

يَأۡتُوكَ بِكُلِّ سَٰحِرٍ عَلِيمٖ ١١٢

Ne kadar bilgiç sihirbazlar varsa, hepsini sana getirsinler.” dediler.

– Ali Fikri Yavuz

وَجَآءَ ٱلسَّحَرَةُ فِرۡعَوۡنَ قَالُوٓاْ إِنَّ لَنَا لَأَجۡرًا إِن كُنَّا نَحۡنُ ٱلۡغَٰلِبِينَ ١١٣

Bütün sihirbazlar Firavun’a gelip şöyle dediler: “- Eğer biz üstün gelirsek, muhakkak bize mükâfat vardır, değil mi.”

– Ali Fikri Yavuz

قَالَ نَعَمۡ وَإِنَّكُمۡ لَمِنَ ٱلۡمُقَرَّبِينَ ١١٤

Firavun: “- Evet, şüphesiz ki, siz yakınlarımdan olacaksınız.” dedi.

– Ali Fikri Yavuz

قَالُواْ يَٰمُوسَىٰٓ إِمَّآ أَن تُلۡقِيَ وَإِمَّآ أَن نَّكُونَ نَحۡنُ ٱلۡمُلۡقِينَ ١١٥

Sihirbazlar, Mûsa’ya şöyle dediler: “- Ey Mûsa! sen mi mârifetlerini ortaya atacaksın, yoksa biz mi atanlar olalım?”

– Ali Fikri Yavuz

قَالَ أَلۡقُواْۖ فَلَمَّآ أَلۡقَوۡاْ سَحَرُوٓاْ أَعۡيُنَ ٱلنَّاسِ وَٱسۡتَرۡهَبُوهُمۡ وَجَآءُو بِسِحۡرٍ عَظِيمٖ ١١٦

Mûsa, siz atın, dedi. Ne zaman ki hünerlerini ortaya döktüler, halkın gözlerini büyülediler ve onlara korku saldılar. Böylece büyük sihir getirmiş oldular.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00