بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَوۡمَ يَغۡشَىٰهُمُ ٱلۡعَذَابُ مِن فَوۡقِهِمۡ وَمِن تَحۡتِ أَرۡجُلِهِمۡ وَيَقُولُ ذُوقُواْ مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ ٥٥

O gün ki azâb onları hem üstlerinden hem ayakları altından saracak da tadın bakalım neler yapıyordunuz buyuracak.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün azap, tepelerinden inerek ve ayakları altından çıkarak onları sarar ve kendilerine «yaptığınız kötülüklerin karşılığını tadınız bakalım» denir.

– Seyyid Kutub

(54-55) Senden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. Oysa azap kâfirleri üstlerinden ve ayaklarının altından bürüyeceği gün, şüphesiz cehennem onları mutlaka kuşatmış olacaktır. Allah, onlara, “Yapmakta olduklarınızın cezasını tadın” diyecektir.

– Diyanet İşleri

يَٰعِبَادِيَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِنَّ أَرۡضِي وَٰسِعَةٞ فَإِيَّٰيَ فَٱعۡبُدُونِ ٥٦

Ey benim iman eden kullarım! Haberiniz olsun benim arz’ım geniştir, o halde bana ibadet edin o halde bana.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey mü'min kullarım, benim yarattığım bu yeryüzü geniştir. O halde gerektiğinde yurt değiştirmeyi göze alarak sırf bana kulluk ediniz.

– Seyyid Kutub

Ey iman eden kullarım! Şüphesiz ki benim arzım (yeryüzü) geniştir. O hâlde, ancak bana kulluk edin.

– Diyanet İşleri

كُلُّ نَفۡسٖ ذَآئِقَةُ ٱلۡمَوۡتِۖ ثُمَّ إِلَيۡنَا تُرۡجَعُونَ ٥٧

Her nefis, ölümü tadacak, sonra döndürülüp bize getirileceksiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Her canlı ölümü tadacak ve sonra hepiniz benim huzuruma döndürüleceksiniz.

– Seyyid Kutub

Her can ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.

– Diyanet İşleri

وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَنُبَوِّئَنَّهُم مِّنَ ٱلۡجَنَّةِ غُرَفٗا تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَاۚ نِعۡمَ أَجۡرُ ٱلۡعَٰمِلِينَ ٥٨

Ve iman edip salih ameller yapmış olanlar, elbette onları cennetin altlarından ırmaklar akan şehnişînlerine yerleştireceğiz, o halde ki orada ebedî kalacaklar, ne güzeldir ecri o işgörenlerin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İman edip iyi ameller işleyenleri, altlarından çeşitli ırmaklar akan ve içlerinde sürekli kalacakları yüksek köşklere yerleştiririz. İyi işler yapanların alacakları ödül ne güzeldir!

– Seyyid Kutub

İman edip salih amel işleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. Çalışanların mükâfatı ne güzeldir!

– Diyanet İşleri

ٱلَّذِينَ صَبَرُواْ وَعَلَىٰ رَبِّهِمۡ يَتَوَكَّلُونَ ٥٩

Ki sabretmişlerdir ve yalnız Rab’lerine dayanırlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar ki, sıkıntılar karşısında sabrederler ve sadece Rabb'lerine güvenirler.

– Seyyid Kutub

Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir.

– Diyanet İşleri

وَكَأَيِّن مِّن دَآبَّةٖ لَّا تَحۡمِلُ رِزۡقَهَا ٱللَّهُ يَرۡزُقُهَا وَإِيَّاكُمۡۚ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ ٦٠

Öyle ya nice hayvanlar var rızkını taşıyamaz, Allah onlara da rızk veriyor size de, O öyle Semi öyle Alim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Nice hayvanlar var ki, rızıklarını sağlamaya güçleri yetmez. Onların ve sizin rızkınızı Allah sağlar. O her şeyi işitir, her şeyi bilir.

– Seyyid Kutub

Nice canlılar vardır ki, rızıklarını taşımazlar (yiyecek biriktirmezler). Onları da sizi de Allah rızıklandırır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

– Diyanet İşleri

وَلَئِن سَأَلۡتَهُم مَّنۡ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَسَخَّرَ ٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَ لَيَقُولُنَّ ٱللَّهُۖ فَأَنَّىٰ يُؤۡفَكُونَ ٦١

Celâlim Hakk’ı için sorsan onlara: kim o gökleri ve yeri yaratıp şems-ü kameri teshir etmiş? Elbette şüphesiz Allah derler, o halde nasıl çevriliyorlar?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer müşriklere «Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı insanların yararına sunan kimdir?» diye sorarsan kesinlikle «Allah'tır» derler. Öyleyse nasıl gerçekten saptırtıyorlar?

– Seyyid Kutub

Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı hizmetinize kim verdi?” diye soracak olsan mutlaka, “Allah” diyeceklerdir. O hâlde nasıl (haktan) döndürülüyorlar?

– Diyanet İşleri

ٱللَّهُ يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦ وَيَقۡدِرُ لَهُۥٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٞ ٦٢

Allah, kullarından dilediğine rızkı sererde kısar da ona şüphesiz Allah her şeye Alim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah, dilediği kulunun rızkını bol verir, dilediği kulunun rızkını da kısar. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi bilir.

– Seyyid Kutub

Allah, kullarından dilediğine bol verir ve (dilediğine) kısar. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

– Diyanet İşleri

وَلَئِن سَأَلۡتَهُم مَّن نَّزَّلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَحۡيَا بِهِ ٱلۡأَرۡضَ مِنۢ بَعۡدِ مَوۡتِهَا لَيَقُولُنَّ ٱللَّهُۚ قُلِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡقِلُونَ ٦٣

Celâlim Hakk’ı için yine sorsan onlara: kim o Semâ’dan peyderpey bir su indirip de arz’a ölümünden sonra onunla hayat vermekte? Elbette şüphesiz Allah diyecekler, (Öyleyse) hamd de Allah'a mahsustur de, fakat onların ekserisi aklı ermezlerdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer müşriklere «Gökten yere su indirerek onun aracılığı ile ölmüş toprağı canlandıran kimdir?» diye sorarsan kesinlikle «Allah'dır» derler. De ki, «Hamd olsun Allah'a». Aslında onların çoğu düşünme yeteneğinden yoksun kimselerdir.

– Seyyid Kutub

Andolsun, eğer onlara, “Gökten yağmuru kim indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti?” diye soracak olsan, mutlaka, “Allah” diyeceklerdir. De ki: “Hamd Allah’a mahsustur.” Fakat onların çoğu akıllarını kullanmazlar.

– Diyanet İşleri

وَمَا هَٰذِهِ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَآ إِلَّا لَهۡوٞ وَلَعِبٞۚ وَإِنَّ ٱلدَّارَ ٱلۡأٓخِرَةَ لَهِيَ ٱلۡحَيَوَانُۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ ٦٤

Bu dünya hayat bir eğlence ve oyundan ibaret ve hakikaten son yurd (dâr-ı Âhiret) işte halîs hayat o amma bilselerdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu dünya hayatı oyundan ve eğlenceden başka bir şey değildir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Kâfirler keşki bunun bilincine varsalardı.

– Seyyid Kutub

Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!

– Diyanet İşleri

فَإِذَا رَكِبُواْ فِي ٱلۡفُلۡكِ دَعَوُاْ ٱللَّهَ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ فَلَمَّا نَجَّىٰهُمۡ إِلَى ٱلۡبَرِّ إِذَا هُمۡ يُشۡرِكُونَ ٦٥

Baksana gemiye bindiklerinde dini Allah’a halîs kılarak ona muhlisâne duâ ederler de derken kendilerini karaya çıkardı mı derhal şirke koyulurlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar gemiye bindikleri zaman sırf Allah'a yönelik bir inançla O'na yalvarırlar. Fakat Allah onları denizin tehlikelerinden kurtararak karaya çıkarınca hemen eski puta tapan inançlarına dönerler.

– Seyyid Kutub

Gemiye bindikleri zaman dini Allah’a has kılarak O’na dua ederler. Onları kurtarıp karaya çıkardığı zaman ise bir de bakarsın ki, Allah’a ortak koşuyorlar.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu