003 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَن تَنَالُواْ ٱلۡبِرَّ حَتَّىٰ تُنفِقُواْ مِمَّا تُحِبُّونَۚ وَمَا تُنفِقُواْ مِن شَيۡءٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ بِهِۦ عَلِيمٞ ٩٢

Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar birre nâil olamazsınız ve her ne şey infak ederseniz şüphe yok ki, Allah Teâlâ hakkıyla bilir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

۞ كُلُّ ٱلطَّعَامِ كَانَ حِلّٗا لِّبَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ إِلَّا مَا حَرَّمَ إِسۡرَٰٓءِيلُ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦ مِن قَبۡلِ أَن تُنَزَّلَ ٱلتَّوۡرَىٰةُۚ قُلۡ فَأۡتُواْ بِٱلتَّوۡرَىٰةِ فَٱتۡلُوهَآ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ ٩٣

Bütün taamlar, Tevrat'ın nüzûlünden evvel İsrailoğullarına helâl idi. İsrailin kendi nefsine haram kıldığı şeyler müstesna. De ki: «Eğer sâdık kimseler iseniz Tevrat'ı getiriniz de onu okuyuveriniz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَمَنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ فَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ ٩٤

Ondan sonra Allah Teâlâ namına kim yalan yere iftirada bulunursa işte onlar zalimdirler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قُلۡ صَدَقَ ٱللَّهُۗ فَٱتَّبِعُواْ مِلَّةَ إِبۡرَٰهِيمَ حَنِيفٗاۖ وَمَا كَانَ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ ٩٥

De ki: «Allah Teâlâ sâdıktır. Artık Hanîf olan İbrahim milletine tâbi olunuz. Ve o asla müşriklerden olmamıştır»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ أَوَّلَ بَيۡتٖ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكٗا وَهُدٗى لِّلۡعَٰلَمِينَ ٩٦

Şüphe yok ki, insanlar için ilk tesis edilmiş olan ev, Mekke'deki o çok mübarek ve âlemler için hidâyet olan Beyt-i Muazzama'dır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فِيهِ ءَايَٰتُۢ بَيِّنَٰتٞ مَّقَامُ إِبۡرَٰهِيمَۖ وَمَن دَخَلَهُۥ كَانَ ءَامِنٗاۗ وَلِلَّهِ عَلَى ٱلنَّاسِ حِجُّ ٱلۡبَيۡتِ مَنِ ٱسۡتَطَاعَ إِلَيۡهِ سَبِيلٗاۚ وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَنِيٌّ عَنِ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٩٧

Onda açık alâmetler, İbrahim'in makamı vardır. Ve her kim ona girerse emîn olur. Ve onun yoluna gücü yeten kimseler üzerine de o beyti haccetmek Allah Teâlâ için bir haktır. Ve her kim inkar ederse şüphe yok ki, Allah Teâlâ bütün âlemlerden ganîdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قُلۡ يَٰٓأَهۡلَ ٱلۡكِتَٰبِ لِمَ تَكۡفُرُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَٱللَّهُ شَهِيدٌ عَلَىٰ مَا تَعۡمَلُونَ ٩٨

De ki: «Ey ehl-i kitap! Ne için Allah Teâlâ'nın âyetlerini inkar ediyorsunuz? Halbuki Allah Teâlâ yaptıklarınıza hakkıyla şahitir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قُلۡ يَٰٓأَهۡلَ ٱلۡكِتَٰبِ لِمَ تَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ مَنۡ ءَامَنَ تَبۡغُونَهَا عِوَجٗا وَأَنتُمۡ شُهَدَآءُۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعۡمَلُونَ ٩٩

De ki: «Ey ehl-i kitap! Ne için imân edenleri Allah Teâlâ'nın yolundan men ediyorsunuz? Onun çarpıklığını istiyorsunuz? Halbuki sizler şahitlersiniz, Allah Teâlâ da sizin yaptıklarınızdan gâfil değildir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِن تُطِيعُواْ فَرِيقٗا مِّنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ يَرُدُّوكُم بَعۡدَ إِيمَٰنِكُمۡ كَٰفِرِينَ ١٠٠

Ey imân edenler! Kendilerine kitap verilmiş olanlardan herhangi bir gürûha itaat ederseniz sizi imânınızdan sonra çevirip kâfirler yaparlar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَكَيۡفَ تَكۡفُرُونَ وَأَنتُمۡ تُتۡلَىٰ عَلَيۡكُمۡ ءَايَٰتُ ٱللَّهِ وَفِيكُمۡ رَسُولُهُۥۗ وَمَن يَعۡتَصِم بِٱللَّهِ فَقَدۡ هُدِيَ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ ١٠١

Ve nasıl küfre dönersiniz ki, sizlerin üzerinize Allah Teâlâ'nın âyetleri okunuyor, ve aranızda da peygamberi bulunuyor. Artık her kim Allah Teâlâ'ya sığınırsa muhakkak doğru bir yola çıkarılmış olur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ حَقَّ تُقَاتِهِۦ وَلَا تَمُوتُنَّ إِلَّا وَأَنتُم مُّسۡلِمُونَ ١٠٢

Ey imân etmiş olanlar! Allah Teâlâ'ya bihakkın takvâ ile ittikada bulununuz. Ve siz ancak müslümanlar olduğunuz halde vefat ediniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu