080 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ثُمَّ شَقَقۡنَا ٱلۡأَرۡضَ شَقّٗا ٢٦

(25-27) Şüphe yok ki, bir suyu bir dökmekle döküverdik. Sonra yeri bir yarmakla yarıverdik. Artık onda daneler bitirdik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا حَبّٗا ٢٧

(25-27) Şüphe yok ki, bir suyu bir dökmekle döküverdik. Sonra yeri bir yarmakla yarıverdik. Artık onda daneler bitirdik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَعِنَبٗا وَقَضۡبٗا ٢٨

(28-29) Ve yaş üzüm ve yaş yonca (yetiştirdik). Ve zeytinlikler ve hurmalıklar...

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَزَيۡتُونٗا وَنَخۡلٗا ٢٩

(28-29) Ve yaş üzüm ve yaş yonca (yetiştirdik). Ve zeytinlikler ve hurmalıklar...

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَحَدَآئِقَ غُلۡبٗا ٣٠

(30-32) Ve ağaçları birbirine girmiş büyük bahçeler. Ve meyveler ve mer'alar (vücuda getirdik). Sizin ve hayvanlarınızın faidelenmesi için.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَفَٰكِهَةٗ وَأَبّٗا ٣١

(30-32) Ve ağaçları birbirine girmiş büyük bahçeler. Ve meyveler ve mer'alar (vücuda getirdik). Sizin ve hayvanlarınızın faidelenmesi için.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مَّتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِأَنۡعَٰمِكُمۡ ٣٢

(30-32) Ve ağaçları birbirine girmiş büyük bahçeler. Ve meyveler ve mer'alar (vücuda getirdik). Sizin ve hayvanlarınızın faidelenmesi için.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَإِذَا جَآءَتِ ٱلصَّآخَّةُ ٣٣

Sonra o pek kuvvetli sayha geldiği vakit.

– Ömer Nasuhi Bilmen

يَوۡمَ يَفِرُّ ٱلۡمَرۡءُ مِنۡ أَخِيهِ ٣٤

(34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün).

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأُمِّهِۦ وَأَبِيهِ ٣٥

(34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün).

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَصَٰحِبَتِهِۦ وَبَنِيهِ ٣٦

(34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün).

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu