بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ ٱلْمُسْتَقَرُّ ﴿١٢

Rabb’inedir ancak o gün karar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O gün, herkesin duracağı yer, ancak Rabbının huzurudur.

— İbni Kesir

O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.

— Diyanet İşleri

O gün herkesin (varıb) duracağı yer ancak Rabbin (in huzuuru) dur.

— Hasan Basri Çantay

O gün tek varılacak yer Rabbinin huzurudur.

— Seyyid Kutub

يُنَبَّؤُاْ ٱلْإِنسَٰنُ يَوْمَئِذٍۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ﴿١٣

Ayıtılır insan o gün, yaptıkları ile mukaddem, müahhar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O gün, önde ve sonda ne yaptıysa insana bildirilir.

— İbni Kesir

O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.

— Diyanet İşleri

O gün insana, önden yolladığı şeyler (amel ve hareketler) le geri bırakdığı (ne varsa, hepsi) haber verilecek.

— Hasan Basri Çantay

O gün insanın gerek yapıp önünden gönderdiği, gerekse arkasında izleri kalan tüm işleri kendisine bildirilir.

— Seyyid Kutub

بَلِ ٱلْإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفْسِهِۦ بَصِيرَةٌ ﴿١٤

Doğrusu insan kendine karşı bir basîrettir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Daha doğrusu insan, kendi kendinin şahididir.

— İbni Kesir

(14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.

— Diyanet İşleri

Daha doğrusu insan (bizzat) kendisine karşı bir şâhiddir.

— Hasan Basri Çantay

Aslında insan kendi kendinin denetleyicisidir.

— Seyyid Kutub

وَلَوْ أَلْقَىٰ مَعَاذِيرَهُۥ ﴿١٥

Dökse de ortaya maziretlerini.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ma'zeretlerini sayıp dökse de.

— İbni Kesir

(14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.

— Diyanet İşleri

Velev ki o, (bütün) ma'ziretlerini (meydana) atmış olsun.

— Hasan Basri Çantay

Birtakım mazeretler ileri sürse de.

— Seyyid Kutub

لَا تُحَرِّكْ بِهِۦ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِۦٓ ﴿١٦

Depretme ona dilini iyvedinden onu.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onu acele etmen için dilini onunla beraber oynatma.

— İbni Kesir

(Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.

— Diyanet İşleri

Onu acele (kavrayıb ezber) etmen için (Cebrâîl vahyi iyice bitirmeden) dilini onunla depretme.

— Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed, Cebrail sana Kur'an'ı okurken, acele edip onun söylediklerini tekrarlama.

— Seyyid Kutub

إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُۥ وَقُرْءَانَهُۥ ﴿١٧

Çünkü bize aiddir onun cemi ve Kur’an’ı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz onu toplamak ve okutmak Bize aittir.

— İbni Kesir

Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.

— Diyanet İşleri

Onu (göğsünde) toplamak, onu (dilinde akıtıb) okutmak şübhesiz bize âiddir.

— Hasan Basri Çantay

Bu Kur'an'ı senin hafızanda toplamak ve sana okumak bize düşen bir iştir.

— Seyyid Kutub

فَإِذَا قَرَأْنَٰهُ فَٱتَّبِعْ قُرْءَانَهُۥ ﴿١٨

Biz okudukmu o vakit takip et o Kur’an’ı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse Biz, onu okuduğumuz vakit; sen, onun okunuşunu dinle.

— İbni Kesir

O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.

— Diyanet İşleri

Öyleyse biz onu okuduğumuz vakit sen onun kıraatine uy.

— Hasan Basri Çantay

Sana onu okuduğumuzda, onun okunuşunu izle.

— Seyyid Kutub

ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُۥ ﴿١٩

Sonra bize aiddir yine onun beyanı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra şüphesiz onu açıklamak da Bize aittir.

— İbni Kesir

Sonra onu açıklamak da bize aittir.

— Diyanet İşleri

Sonra onu açıklamak da hakıykat bize âiddir.

— Hasan Basri Çantay

Sonra onu sana açıklamak da bize düşen bir iştir.

— Seyyid Kutub

كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ ٱلْعَاجِلَةَ ﴿٢٠

Hayır hayır siz peşîni seviyorsunuz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır, bilakis siz, çabuk geçeni seversiniz.

— İbni Kesir

(20-21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.

— Diyanet İşleri

Yok yok, siz çarçabuk geçen (bu dünyây) i seversiniz.,

— Hasan Basri Çantay

Hayır hayır! Ey insanlar, sizler şu kısa süreli dünyayı seviyorsunuz.

— Seyyid Kutub

وَتَذَرُونَ ٱلْءَاخِرَةَ ﴿٢١

Ve Âhiret’i bırakıyorsunuz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve ahireti bırakırsınız.

— İbni Kesir

(20-21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.

— Diyanet İşleri

Âhireti bırakırsınız.

— Hasan Basri Çantay

Ahireti gözardı ediyorsunuz.

— Seyyid Kutub

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاضِرَةٌ ﴿٢٢

Nice yüzler o gün ışılar parlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bir takım yüzler o gün parlayacak,

— İbni Kesir

O gün birtakım yüzler aydındır.

— Diyanet İşleri

Yüzler (vardır) o gün ter-ü tazedir.

— Hasan Basri Çantay

O gün birtakım yüzler ışıl ışıl parlar.

— Seyyid Kutub

AYARLAR