بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَثِيَابَكَ فَطَهِّرۡ ٤

Ve elbiseni artık temizle.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Elbiselerini temiz tut.

– İbni Kesir

Nefsini arındır.

– Diyanet İşleri

elbiseni (bundan sonra da) temizle (mekde devam et),

– Hasan Basri Çantay

Elbiselerini temizle.

– Seyyid Kutub

وَٱلرُّجۡزَ فَٱهۡجُرۡ ٥

Ve o pislikleri artık def eyle.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kötü şeylerden ise sakın.

– İbni Kesir

Şirkten uzak dur.

– Diyanet İşleri

azâb (a götürecek şeyleri) terk (de yine sebat) eyle.

– Hasan Basri Çantay

Çirkin davranışlardan uzak dur.

– Seyyid Kutub

وَلَا تَمۡنُن تَسۡتَكۡثِرُ ٦

Hem çoksunarak menn etme.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çok görerek başa kakma.

– İbni Kesir

İyiliği, daha fazlasını bekleyerek (bir kazanç elde etmek için) yapma.

– Diyanet İşleri

İyiliği — çoğu isteyerek — yapma.

– Hasan Basri Çantay

Yaptığın iyiliği çok görüp başa kakma.

– Seyyid Kutub

وَلِرَبِّكَ فَٱصۡبِرۡ ٧

Ve Rabbin için sabr eyle.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Rabbın için sabret.

– İbni Kesir

Rabbinin rızasına ermek için sabret.

– Diyanet İşleri

Rabbin (in rızaası) için katlan.

– Hasan Basri Çantay

Rabbin için sabret.

– Seyyid Kutub

فَإِذَا نُقِرَ فِي ٱلنَّاقُورِ ٨

Çünkü o boru öttürüldü mü bir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sur'a üflendiğinde;

– İbni Kesir

(8-9) Sûr’a üfürüldüğü zaman var ya; işte o gün çetin bir gündür.

– Diyanet İşleri

Çünkü o boru üfürülünce,

– Hasan Basri Çantay

O Sur'a üflendiği zaman,

– Seyyid Kutub

فَذَٰلِكَ يَوۡمَئِذٖ يَوۡمٌ عَسِيرٌ ٩

O işte o gün pek zorlu gündür.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte o gün, zorlu bir gündür.

– İbni Kesir

(8-9) Sûr’a üfürüldüğü zaman var ya; işte o gün çetin bir gündür.

– Diyanet İşleri

(9-10) işte o (vakit, o gün) kâfirlerin aleyhinde pek çetin bir gündür. Kolay değil.

– Hasan Basri Çantay

O gün çetin bir gündür.

– Seyyid Kutub

عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ غَيۡرُ يَسِيرٖ ١٠

Kâfirlere hiç kolay değildir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kafirler için hiç de kolay değildir.

– İbni Kesir

Kâfirler için hiç kolay değildir.

– Diyanet İşleri

(9-10) işte o (vakit, o gün) kâfirlerin aleyhinde pek çetin bir gündür. Kolay değil.

– Hasan Basri Çantay

Kafirler için hiç de kolay değildir.

– Seyyid Kutub

ذَرۡنِي وَمَنۡ خَلَقۡتُ وَحِيدٗا ١١

Bırak bana o adamı ki yarattım da tem tek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bırak Beni ve yarattıklarımı tek başına.

– İbni Kesir

Beni, yarattığım kişiyle baş başa bırak.

– Diyanet İşleri

(11-12-13-14) Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak.

– Hasan Basri Çantay

Şu adamın işini bana bırak ki, kendisini yarattığımda yapayalnızdı.

– Seyyid Kutub

وَجَعَلۡتُ لَهُۥ مَالٗا مَّمۡدُودٗا ١٢

Hem uzun boylu mal verdim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kendisine bol bol mal verdiğimi,

– İbni Kesir

(12-13) Ona bol mal ve gözü önünde duran oğullar verdim.

– Diyanet İşleri

(11-12-13-14) Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak.

– Hasan Basri Çantay

Ona bol bol mal verdim.

– Seyyid Kutub

وَبَنِينَ شُهُودٗا ١٣

Hem goz önünde uğullar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Görülen oğullar verdiğimi,

– İbni Kesir

(12-13) Ona bol mal ve gözü önünde duran oğullar verdim.

– Diyanet İşleri

(11-12-13-14) Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak.

– Hasan Basri Çantay

Gözü önünden ayrılmayan evlatlar verdim.

– Seyyid Kutub

وَمَهَّدتُّ لَهُۥ تَمۡهِيدٗا ١٤

Hem kendisine bir döşeyip döşedim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve onun için yaydıkça yaydığımı.

– İbni Kesir

Kendisine alabildiğine imkânlar sağladım.

– Diyanet İşleri

(11-12-13-14) Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak.

– Hasan Basri Çantay

Her işini yoluna koydum.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu