بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَقَالَتْ أُولَىٰهُمْ لِأُخْرَىٰهُمْ فَمَا كَانَ لَكُمْ عَلَيْنَا مِن فَضْلٍ فَذُوقُواْ ٱلْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْسِبُونَ ﴿٣٩

Öndekiler de sonrakilere derler ki: sizin de bize karşı bir meziyyetiniz olmadı, artık kendi kesbinizin cezası, tadın azabı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Öncekiler de sonrakilere: Sizin bizden bir üstünlüğünüz yoktur. Öyleyse ne kazandıysanız karşılığı olan azabı tadın, derler.

— İbni Kesir

Öncekiler sonrakilere, “Sizin bize karşı bir üstünlüğünüz yoktur. Artık kazanmış olduğunuz şeylere karşılık, azabı tadın” derler.

— Diyanet İşleri

Onların evvelkileri de sonrakilerine: «Sizin bize karşı hiçbir üstünlüğ (ünüz) yokdur. O halde ne kazanmış idiyseniz karşılığı olan azabı tadın» dedi (diyecek).

— Hasan Basri Çantay

Öncekiler de, kendilerinden sonrakilere, «Sizin de bizden bir farkınız yoktu. O halde siz de işlediğiniz kötülüklerin karşılığı olan azabı çekiniz» derler.

— Seyyid Kutub

AYARLAR