بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

أَلَهُمْ أَرْجُلٌ يَمْشُونَ بِهَآۖ أَمْ لَهُمْ أَيْدٍ يَبْطِشُونَ بِهَآۖ أَمْ لَهُمْ أَعْيُنٌ يُبْصِرُونَ بِهَآۖ أَمْ لَهُمْ ءَاذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَاۗ قُلِ ٱدْعُواْ شُرَكَآءَكُمْ ثُمَّ كِيدُونِ فَلَا تُنظِرُونِ ﴿١٩٥

Ya onların yürüyecek ayakları veya tutacak elleri veya görecek gözleri veya işidecek kulakları mı var? dedi: haydın, çağırın şeriklerinizi sonra bana istediğiniz tuzağı kurun da elinizden gelirse bana bir lâhza bile göz açdırmayın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onların ayakları var mıdır ki onunla yürüsünler? Elleri var mıdır ki onunla tutsunlar? Gözleri var mıdır ki onunla görsünler? Kulakları var mıdır ki onunla işitsinler? De ki: Çağırın ortaklarınızı da, elinizden gelirse, bana tuzak kurun ve göz açtırmayın.

— İbni Kesir

Onların yürüyecek ayakları mı var? Yahut tutacak elleri mi var? Veya görecek gözleri mi var, ya da işitecek kulakları mı var? De ki: “Haydi, çağırın ortaklarınızı, sonra bana tuzak kurun da bana göz açtırmayın bakalım!”

— Diyanet İşleri

Onların yürüyecekleri ayakları mı, yoksa tutacakları elleri mi, yahud görecekleri gözleri mi, yoksa işidecekleri kulakları mı, (nesi) var? (Habîbim) de ki: «Çağırın ortaklarınızı, sonra bana (istediğiniz) tuzağı kurun da şöyle bir göz bile açdırmayın bana».

— Hasan Basri Çantay

Onların yürüyecek ayakları mı var, tutacak elleri mi var, görecek gözleri mi var, yoksa işitecek kulakları mı var? De ki, Allah'a koştuğunuz ortakları çağırınız, sonra hiç göz açtırmaksızın bana karşı tuzak kurunuz.

— Seyyid Kutub

AYARLAR