بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ ﴿٤

Hiç şüphesiz büyük bir ahlaak üzerindesin sen.

— Hasan Basri Çantay

فَسَتُبْصِرُ وَيُبْصِرُونَ ﴿٥

Yakında göreceksin, onlar da görecekler,

— Hasan Basri Çantay

بِأَييِّكُمُ ٱلْمَفْتُونُ ﴿٦

Delilik hanginizde imiş?

— Hasan Basri Çantay

إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعْلَمُ بِٱلْمُهْتَدِينَ ﴿٧

Şübhesiz ki Rabbin, O, kendi yolundan sapan kişiyi çok iyi bilendir. O, hidâyete ermiş olanları da pek iyi bilendir.

— Hasan Basri Çantay

فَلَا تُطِعِ ٱلْمُكَذِّبِينَ ﴿٨

Artık (Habîbim) o yalanlayanları tanıma (onlara boyun eğme).

— Hasan Basri Çantay

وَدُّواْ لَوْ تُدْهِنُ فَيُدْهِنُونَ ﴿٩

Onlar arzuu etdiler ki sen yumuşak davranasın da kendileri de yumuşaklık göstersinler.

— Hasan Basri Çantay

وَلَا تُطِعْ كُلَّ حَلَّافٍ مَّهِينٍ ﴿١٠

(10-11-12-13) (Doğruya da, eğriye de) alabildiğine yemîn eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) dâima ayıblayan, (gammazlıkla) lâf getirib götürmiye koşan, (insanları) hayırdan durmayıb men'eyleyen aşırı zaalim, çok günahkâr, kaba, haşin, bütün bunlardan başka da kulağı kesik (damgalı soysuz) olan her kişiyi tanıma (onlara boyun eğme)!

— Hasan Basri Çantay

هَمَّازٍ مَّشَّآءٍۭ بِنَمِيمٍ ﴿١١

(10-11-12-13) (Doğruya da, eğriye de) alabildiğine yemîn eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) dâima ayıblayan, (gammazlıkla) lâf getirib götürmiye koşan, (insanları) hayırdan durmayıb men'eyleyen aşırı zaalim, çok günahkâr, kaba, haşin, bütün bunlardan başka da kulağı kesik (damgalı soysuz) olan her kişiyi tanıma (onlara boyun eğme)!

— Hasan Basri Çantay

مَّنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ ﴿١٢

(10-11-12-13) (Doğruya da, eğriye de) alabildiğine yemîn eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) dâima ayıblayan, (gammazlıkla) lâf getirib götürmiye koşan, (insanları) hayırdan durmayıb men'eyleyen aşırı zaalim, çok günahkâr, kaba, haşin, bütün bunlardan başka da kulağı kesik (damgalı soysuz) olan her kişiyi tanıma (onlara boyun eğme)!

— Hasan Basri Çantay

عُتُلٍّۭ بَعْدَ ذَٰلِكَ زَنِيمٍ ﴿١٣

(10-11-12-13) (Doğruya da, eğriye de) alabildiğine yemîn eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) dâima ayıblayan, (gammazlıkla) lâf getirib götürmiye koşan, (insanları) hayırdan durmayıb men'eyleyen aşırı zaalim, çok günahkâr, kaba, haşin, bütün bunlardan başka da kulağı kesik (damgalı soysuz) olan her kişiyi tanıma (onlara boyun eğme)!

— Hasan Basri Çantay

أَن كَانَ ذَا مَالٍ وَبَنِينَ ﴿١٤

(Öylesini tanıma) mal ve oğullar saahibi olmuş diye.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR