بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

مَرَجَ ٱلْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ ﴿١٩

Salmış iki deryayı demâdem çatışırlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.

— İbni Kesir

(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar.

— Diyanet İşleri

(Suyu acı ve tatlı) iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermişdir.

— Hasan Basri Çantay

Acı ve tatlı sulu iki denizi birbiri üzerine salarak yanyana getirdi.

— Seyyid Kutub

بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ ﴿٢٠

Beyinlerinde bir berzah bagyeylemezler bir ân.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Aralarında bir engel vardır, birbirinin sınırını aşamazlar.

— İbni Kesir

(Fakat) aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar.

— Diyanet İşleri

(Böyle iken) aralarında yekdiğerine tecâvüz etmiye mâni birperde vardır.

— Hasan Basri Çantay

Ama aralarında birbirlerine karışmalarını önleyen bir engel vardır.

— Seyyid Kutub

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢١

Şimdi Rabbiniz’in hangi eltafına dersiniz yalan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

— Diyanet İşleri

O halde Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

— Seyyid Kutub

يَخْرُجُ مِنْهُمَا ٱللُّؤْلُؤُ وَٱلْمَرْجَانُ ﴿٢٢

Çıkar onlardan inci ile mercan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Her ikisinden de inci ve mercan çıkar.

— İbni Kesir

O denizlerin her ikisinden de inci ve mercan çıkar.

— Diyanet İşleri

O iki (deniz) den (büyük ve küçük) inci ve mercan çıkar.

— Hasan Basri Çantay

Her iki denizden de inci ve mercan çıkar.

— Seyyid Kutub

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢٣

Şimdi Rabbiniz’in hangi eltafına dersiniz yalan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

— Diyanet İşleri

Şimdi Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

— Seyyid Kutub

وَلَهُ ٱلْجَوَارِ ٱلْمُنشَـَٔاتُ فِى ٱلْبَحْرِ كَٱلْأَعْلَٰمِ ﴿٢٤

Hem onun denizde akıp giden o münşeâti alemnişan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Denizde yüzen koca dağlar gibi gemiler de O'nundur.

— İbni Kesir

Denizde akıp giden dağlar gibi yüksek gemiler de O’nundur.

— Diyanet İşleri

Denizde uzun dağlar gibi yükselen gemiler de Onun.

— Hasan Basri Çantay

O'nun denizlerde yüzen, dağlar gibi iri gemileri vardır.

— Seyyid Kutub

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢٥

Şimdi Rabbiniz’in hangi eltafına dersiniz yalan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

— Diyanet İşleri

Şimdi Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

— Seyyid Kutub

كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ ﴿٢٦

Yer üzerindeki herkes fanî.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onun üzerinde her bulunan fanidir.

— İbni Kesir

Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacaktır.

— Diyanet İşleri

(yer) üzerinde bulunan her canlı fânidir.

— Hasan Basri Çantay

Yeryüzündeki her şey yok olacaktır.

— Seyyid Kutub

وَيَبْقَىٰ وَجْهُ رَبِّكَ ذُو ٱلْجَلَٰلِ وَٱلْإِكْرَامِ ﴿٢٧

Bakı o Rabbi’nin yüzü o zülcelâli vel'ikram.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak celal ve ikram sahibi Rabbının zatı baki kalacaktır.

— İbni Kesir

Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır.

— Diyanet İşleri

(Ancak) azamet ve ikram saahibi olan Rabbinin zâti baakıy kalacakdır.

— Hasan Basri Çantay

Sadece kerem sahibi, yüce Rabbinin varlığı süreklidir.

— Seyyid Kutub

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢٨

Şimdi Rabbiniz’in hangi eltafına dersiniz yalan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

— Diyanet İşleri

Böyle iken Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

— Seyyid Kutub

يَسْـَٔلُهُۥ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِۚ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِى شَأْنٍ ﴿٢٩

Ondan dilenir göklerde hem yerde olan O, her gün yeni bir iştedir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Göklerde ve yerde kim varsa hepsi O'ndan ister. O; her gün bir şe'n üzeredir.

— İbni Kesir

Göklerde ve yerde bulunanlar, (her şeyi) O’ndan isterler. O, her an yeni bir ilâhî tasarruftadır.

— Diyanet İşleri

Göklerde ve yerde kim (ve ne) varsa Ondan ister, O, hergün bir işdedir.

— Hasan Basri Çantay

Göktekiler ve yerdekiler hep O'ndan bir şey isterler. O her gün (her an) yeni bir işle meşguldür.

— Seyyid Kutub

AYARLAR