بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

نِّعْمَةً مِّنْ عِندِنَاۚ كَذَٰلِكَ نَجْزِى مَن شَكَرَ ﴿٣٥

Tarafımızdan bir nimet olarak, işte şükredeni böyle karşılarız.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Katımızdan bir nimet olarak. İşte Biz; şükredeni böyle mükafatlandırırız.

— İbni Kesir

(34-35) Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.

— Diyanet İşleri

Tarafımızdan bir ni'met olarak. İşte şükredenleri biz böyle mükâfatlandırırız.

— Hasan Basri Çantay

Tarafımızdan sunulmuş bir nimet olarak. Biz şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.

— Seyyid Kutub

AYARLAR