بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

قُل لِّلَّهِ ٱلشَّفَٰعَةُ جَمِيعًاۖ لَّهُۥ مُلْكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِۖ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ ﴿٤٤

De ki Allah’ın’dır o şefaat bütün, onundur mülkü göklerin ve yerin, sonra hep döndürülüp ona götürüleceksiniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hepiniz O'na döndürüleceksiniz.

— İbni Kesir

De ki: “Şefaat tümüyle Allah’a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Sonra yalnız O’na döndürüleceksiniz.”

— Diyanet İşleri

De ki: «Bütün şefaat (hakkı) Allahındır. Göklerin ve yerin mülk (-ü tasarrufu) onundur. Nihayet (hepiniz) ancak Ona döndürü (lüb götürü) leceksiniz».

— Hasan Basri Çantay

De ki: «Bütün şefaat Allah'ın iznine bağlıdır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döneceksiniz.»

— Seyyid Kutub

AYARLAR