بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِذْ غَدَوْتَ مِنْ أَهْلِكَ تُبَوِّئُ ٱلْمُؤْمِنِينَ مَقَٰعِدَ لِلْقِتَالِۗ وَٱللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ﴿١٢١

Hani bir vakit erkenden Ehl-inden çıkmıştın mü'minleri muharebe için elverişli mevki'lere yerleştiriyordun ve Allah idi bir işiten, bilen.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani sen; mü'minleri savaş için duracakları yere yerleştirmek üzere erkenden ayrılmıştın. Allah, Semi'dir, Alim'dir.

— İbni Kesir

Hani sen mü’minleri (Uhud’da) savaş mevzilerine yerleştirmek için, sabah erken ailenden (evinden) ayrılmıştın. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

— Diyanet İşleri

Hani sen, mü'minleri muhaarebeye elverişli yerlerde ta'biye etmek üzere erkenden ailenden (Medîneden) ayrılmışdın, Allah hakkıyle işidendi, (her şey'i) kemâliyle bilendi.

— Hasan Basri Çantay

Hani sen müminleri (Uhud'da) savaşacakları elverişli yerlere mevzilendirmek üzere evinden sabahleyin erken çıkmıştın. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi işiten ve bilendir.

— Seyyid Kutub

AYARLAR