بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

بَلْ هُوَ ءَايَٰتٌۢ بَيِّنَٰتٌ فِى صُدُورِ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلْعِلْمَۚ وَمَا يَجْحَدُ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَّا ٱلظَّٰلِمُونَ ﴿٤٩

Fakat o (Kur'an) kendilerine ilim verilmiş kimselerin sînelerinde parıldayan parlak âyetlerdir ve bizim âyetlerimizi ancak zalimler inkâr eder.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bilakis o, kendilerine ilim verilenlerin gönüllerinde apaçık olan ayetlerdir. Zalimlerden başkası ayetlerimizi inkar etmez.

— İbni Kesir

Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin kalplerindeki apaçık âyetlerdir. Bizim âyetlerimizi ancak zalimler inkâr eder.

— Diyanet İşleri

Hayır, o (Kur'an) kendilerine ilim verilmiş insanların sinelerinde (parıldayan) apaçık âyetlerdir. Bizim âyetlerimizi zaalim olanlardan başkası bilerek inkâr etmez.

— Hasan Basri Çantay

Aslında Kur'an, kendilerine bilgi verilenlerin içlerine sinen açık ayetlerden, inandırıcı kanıtlardan oluşmuştur. Bizim ayetlerimizi inkâr edenler, sadece inatçı zalimlerdir.

— Seyyid Kutub

AYARLAR