بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ إِنَّ فِيهَا لُوطٗاۚ قَالُواْ نَحۡنُ أَعۡلَمُ بِمَن فِيهَاۖ لَنُنَجِّيَنَّهُۥ وَأَهۡلَهُۥٓ إِلَّا ٱمۡرَأَتَهُۥ كَانَتۡ مِنَ ٱلۡغَٰبِرِينَ ٣٢

"Onda Lût var a" dedi, biz dediler: onda kim var idiğini pek âlâ biliriz, her halde onu ve ehlini kurtaracağız, ancak karısı ötekilerden oldu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ama Lut oradadır, dedi. Elçiler de: Biz, orada olanları daha iyi biliyoruz. Onu ve geride kalanlardan karısı dışında ailesini kurtaracağız, dediler.

– İbni Kesir

İbrahim, “Ama orada Lût var” dedi. Onlar, “Orada kimin bulunduğunu biz daha iyi biliriz. Biz, onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Ancak karısı başka. O, geri kalıp helâk edilenlerden olacaktır.”

– Diyanet İşleri

(İbrâhîm) «Onların içinde, dedi, Luut da var». Dediler ki: «Biz orada kimin bulunduğunu çok iyi bileniz. Onu da, ehlini de muhakkak kurtaracağız. Yalınız geride (azâbda) kalacaklardan olan karısı müstesna».

– Hasan Basri Çantay

İbrahim «Ama orada Lût var» deyince, elçiler şöyle dediler: «Biz orada kimlerin olduğunu herkesten iyi biliyoruz. Lût'u ve yakınlarını kurtaracağız. Yalnız eşi orada kalarak azaba çarpılanlardan olacaktır.»

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu