بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَأَتۡبَعُوهُم مُّشۡرِقِينَ ٦٠

Derken arkalarına düştüler Güneş doğmuştu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Güneş üzerlerine doğarken onları izlediler.

– İbni Kesir

Firavun ve adamları gün doğarken onları takibe koyuldular.

– Diyanet İşleri

Derken (Fir'avncular) güneş doğarken onların arkalarına düşdüler.

– Hasan Basri Çantay

Firavun ile soydaşları gün doğar doğmaz İsrailoğullarının ardına düştüler.

– Seyyid Kutub

فَلَمَّا تَرَٰٓءَا ٱلۡجَمۡعَانِ قَالَ أَصۡحَٰبُ مُوسَىٰٓ إِنَّا لَمُدۡرَكُونَ ٦١

Vaktâ ki iki cemiyyet biribirine göründü Musâ’nın eshabı yakalandık dediler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İki topluluk karşı karşıya geldiğinde, Musa'nın arkadaşları dediler ki: Gerçekten biz, yakalandık.

– İbni Kesir

İki topluluk birbirini görünce Mûsâ’nın arkadaşları, “Eyvah yakalandık” dediler.

– Diyanet İşleri

Vaktaki artık iki ordu birbirini görmüşdü. Muusânın ashaabı dedi ki: «Muhakkak erişilib yakalandık».

– Hasan Basri Çantay

İki topluluk birbirlerini gördüklerinde Musa'nın taraftarları «Eyvah, yakalandık» dediler.

– Seyyid Kutub

قَالَ كـَلَّآۖ إِنَّ مَعِيَ رَبِّي سَيَهۡدِينِ ٦٢

Hayır asla, dedi: Rabbim muhakkak benimledir, bana yolunu gösterecektir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır, dedi. Muhakkak ki Rabbım benimledir. Bana doğru yolu gösterecektir.

– İbni Kesir

Mûsâ, “Hayır! Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir” dedi.

– Diyanet İşleri

(Muusâ) «Hayır, dedi, şübhesiz ki Rabbim benimle beraberdir. O, beni (selâmet) yol (una) iletecekdir».

– Hasan Basri Çantay

Musa «Hayır endişelenmeyin, Rabb'im benimle birliktedir, O bana bir çıkış yolu gösterecektir' dedi.

– Seyyid Kutub

فَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنِ ٱضۡرِب بِّعَصَاكَ ٱلۡبَحۡرَۖ فَٱنفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرۡقٖ كَٱلطَّوۡدِ ٱلۡعَظِيمِ ٦٣

Bunun üzerine Musâ’ya "vur Asan ile denize " diye vahyeyledik, vurunca bir infilak etti her bölük koca bir dağ gibi oluverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Musa'ya vahyettik ki: Asanı denize vur. O, hemen yarıldı ve her parçası yüce bir dağ gibi oldu.

– İbni Kesir

Bunun üzerine Mûsâ’ya, “Asan ile denize vur” diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi.

– Diyanet İşleri

Bunun üzerine Muusâya: «Asaanı denize vur» diye vahyetdik. (Vurunca) derhal (deniz) yarıldı, her parça (sı) kocaman dağ gibi oldu.

– Hasan Basri Çantay

O sırada Musa'ya; «Değneğinle denize vur» diye vahyettik. Bunun üzerine deniz yarılarak içinde oniki yol açıldı. Denizin her parçası yüce bir dağ gibi oldu.

– Seyyid Kutub

وَأَزۡلَفۡنَا ثَمَّ ٱلۡأٓخَرِينَ ٦٤

Ötekileri de buraya yanaştırmıştık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra diğerlerini oraya yaklaştırdık.

– İbni Kesir

Ötekileri de oraya yaklaştırdık.

– Diyanet İşleri

Ötekileri de buraya yanaşdırdık.

– Hasan Basri Çantay

Arkadan gelenleri oraya yaklaştırdık.

– Seyyid Kutub

وَأَنجَيۡنَا مُوسَىٰ وَمَن مَّعَهُۥٓ أَجۡمَعِينَ ٦٥

Musâ’yı ve maiyyetindekileri tamamen necata çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa'yı ve beraberindekileri yopluca kurtardık.

– İbni Kesir

Mûsâ’yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık.

– Diyanet İşleri

Muusâ ile maiyyetinde bulunan kimseleri topdan kurtardık.

– Hasan Basri Çantay

Musa ile yanındakilerin tümünü kurtardık.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ ٦٦

Sonra da ötekileri gark ettik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra diğerlerini suda boğduk.

– İbni Kesir

Sonra ötekileri suda boğduk.

– Diyanet İşleri

Sonra öbürlerini (suda) boğduk.

– Hasan Basri Çantay

Arkasından öbürlerini suda boğduk.

– Seyyid Kutub

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ٦٧

Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki bunda, bir ayet vardır. Ama onların çoğu inananlar değildi.

– İbni Kesir

Bunda şüphesiz bir ibret vardır. Ama pek çokları iman etmiş değillerdi.

– Diyanet İşleri

Bunda elbette bir ibret vardı. (Fakat) onların çoğu îman etmiş değillerdi.

– Hasan Basri Çantay

Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Fakat insanların çoğu buna inanmadı.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ٦٨

Ve şüphesiz ki Rabbin O öyle Aziz öyle Rahim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki Rabbın, elbette o; Aziz'dir, Rahim'dir.

– İbni Kesir

Şüphesiz ki senin Rabbin elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.

– Diyanet İşleri

Şu muhakkak ki senin Rabbin, elbette O, mutlak gaalibdir. (Mü'minleri ise) çok esirgeyicidir.

– Hasan Basri Çantay

Ve yine kuşku yok ki, senin Rabb'in üstün iradeli ve merhametlidir.

– Seyyid Kutub

وَٱتۡلُ عَلَيۡهِمۡ نَبَأَ إِبۡرَٰهِيمَ ٦٩

Onlara İbrahim’in kıssasını da oku.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlara İbrahim'in haberini oku.

– İbni Kesir

Ey Muhammed! Onlara İbrahim’in haberini de oku.

– Diyanet İşleri

Onlara İbrâhîme aaid dosdoğru haberi de oku.

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed, o müşriklere İbrahim'in olayını da anlat.

– Seyyid Kutub

إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَا تَعۡبُدُونَ ٧٠

O bir vakit babasına ve kavmine: siz neye taparsınız? dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani babasına ve kavmine: Nelere tapıyorsunuz? demişti.

– İbni Kesir

Hani o, babasına ve kavmine, “Neye tapıyorsunuz?” demişti.

– Diyanet İşleri

Hani o, babasına ve kavmine: «Siz neye tapıyorsunuz?» demişdi.

– Hasan Basri Çantay

Hani İbrahim, babası ile soydaşlarına, «Neye tapıyorsunuz?» dedi.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu