بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَعِبَادُ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلَّذِينَ يَمۡشُونَ عَلَى ٱلۡأَرۡضِ هَوۡنٗا وَإِذَا خَاطَبَهُمُ ٱلۡجَٰهِلُونَ قَالُواْ سَلَٰمٗا ٦٣
Ve o Rahmân’ın kulları: onlar ki arzın üzerinde mülayemetle yürürler ve cahiller kendilerine lâf attığı vakit selâmetle. Derler.
Rahman'ın kulları, onlardır ki; yeryüzünde mütevazi olarak yürürler. Bilgisizler kendilerine takıldıkları zaman, selam, derler.
Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.
O çok esirgeyen (Allah'ın haas) kulları, ki onlar yer (yüzün) de vekaar ve tevazu ile yürürler, kendilerine beyinsizler (hoşa gitmeyecek) lâflar atdığı zaman «Selâm (etle» de (yib geçe) rler.
Rahman'ın hâs kulları o kimselerdir ki, onlar yeryüzünde yumuşak adımlar atarak yürürler. Kendini bilmezler onlara sataştıklarında yumuşak sözlerle karşılık verirler.