بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

ثُمَّ نُكِسُواْ عَلَىٰ رُءُوسِهِمْ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا هَٰٓؤُلَآءِ يَنطِقُونَ ﴿٦٥

Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de dediler: doğrusu siz haksızsınız. Sonra yine tepeleri üstü ters döndüler, sen cidden bilirsin ki bunlar söylemez dediler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra eski kafalarına döndürüldüler: Bunların konuşamayacağını, andolsun ki; sen de bilirsin, dediler.

— İbni Kesir

Sonra eski inanç ve inatlarına döndüler ve, “Andolsun, bunların konuşmayacağını sen de bilirsin” dediler.

— Diyanet İşleri

Sonra yine (eski) kafalarına döndürüldüler; «Andolsun ki bunların söz söylemeyeceğini sen de bilirsin» dediler.

— Hasan Basri Çantay

Fakat sonra yine eski dik kafalılıklarına dönerek İbrahim'e «Sen de iyi bilirsin ki, bunlar konuşamazlar,» dediler.

— Seyyid Kutub

AYARLAR