بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَرَجَعُوٓاْ إِلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ فَقَالُوٓاْ إِنَّكُمْ أَنتُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ ﴿٦٤

Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de dediler: doğrusu siz haksızsınız. Sonra yine tepeleri üstü ters döndüler, sen cidden bilirsin ki bunlar söylemez dediler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine kendilerine dönüp dediler ki: Hiç şüphesiz zalimler sizsiniz siz.

— İbni Kesir

Bunun üzerine birbirlerine dönüp, “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz” dediler.

— Diyanet İşleri

Bunun üzerine vicdanlarına dönüb (birbirlerine) dediler ki: «Hiç şübhesiz (asıl) zaalimler sizsiniz, siz»!

— Hasan Basri Çantay

Bunun üzerine vicdanlarına başvurarak birbirlerine «asıl zalimler sizlersiniz» dediler.

— Seyyid Kutub

AYARLAR