بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَٱلَّذِينَ هَادُواْ وَٱلنَّصَٰرَىٰ وَٱلصَّٰبِـِٔينَ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَعَمِلَ صَٰلِحًا فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ ﴿٦٢

Şüphe yok ki iman edenler ve Yahudîler, Nasranîler, Sabiîler bunlardan her kim Allah’a ve Ahiret gününe hakikaten iman eder ve salih bir amel işlerse elbette bunların Rableri yanında ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur ve bunlar mahzun olacak değillerdir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki Mü'minler, Yahudiler, Nasrani ve Sabiilerden; kim Allah'a ve ahiret gününe inanıp, salih amelde bulunursa, elbette onların Rabları katında mükafaatları vardır. Hem onlara bir korku yoktur, mahzun da olacak değildirler.

— İbni Kesir

Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükâfat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir).

— Diyanet İşleri

Şübhe yok ki (senden evvel peygamberlere) îman edenler (olsun, Musa dînini kabul eden) Yahudiler (olsun), Nasrânî (Hiristiyan) ve Sabiîler (olsun) kim (peygamberin şerîatine göre) Allaha ve âhiret gününe inanır, bununla beraber (o şerîatin emri vech ile) saalih (iyi) amel (ve hareket) de bulunursa elbette onların Rableri katında ecirleri (mükâfatları) vardır. Hem onlara bir korku da yokdur, onlar mahzun da olacak değillerdir.

— Hasan Basri Çantay

Müminler ile yahudi, hıristiyan ve sabiilerden Allah'a ve Ahiret gününe inanıp iyi ameller işleyenler, hiç şüphesiz, Rabbleri katında mükâfatlarını alacaklardır; onlar için korku yoktur; onlar artık hiç üzülmeyeceklerdir.

— Seyyid Kutub

AYARLAR