بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَءَاتِ ذَا ٱلْقُرْبَىٰ حَقَّهُۥ وَٱلْمِسْكِينَ وَٱبْنَ ٱلسَّبِيلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذِيرًا ﴿٢٦

Karabet sahibine de hakkını ver, miskîne de, yolda kalmış da, bununla beraber saçıp savurma.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yakınlara hakkını ver. Miskine, yolcuya da. Ama saçıp savurma.

— İbni Kesir

Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.

— Diyanet İşleri

Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hak (lar) ını ver. (Malını) israf ile saçıb savurma.

— Hasan Basri Çantay

Akrabalarına, yoksula ve yarı yolda kalan yolcuya hakkını ver. Fakat savurganca davranma.

— Seyyid Kutub

AYARLAR