-
Hani İbrahim, babası Âzer’e, “Sen putları ilâh mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum” demişti.
-
Hani babasına şöyle demişti: “Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?”
-
“Babacığım! Doğrusu, sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy ki seni doğru yola ileteyim.”
-
“Babacığım! Şeytana tapma! Çünkü şeytan Rahmân’a isyankâr olmuştur.”
-
“Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahmân tarafından bir azabın dokunmasından, böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum.”
-
Babası, “Ey İbrahim! Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, mutlaka seni taşa tutarım. Uzun bir süre benden uzaklaş!” dedi.
-
İbrahim, şöyle dedi: “Esen kal! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Şüphesiz O, beni nimetleriyle kuşatmıştır.”
-
“Sizi ve Allah’tan başka taptıklarınızı terk ediyor ve Rabb’ime ibadet ediyorum. Rabbime ibadet etmekle de mutsuz olmayacağımı umuyorum.”
-
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.
-
"Babalarımızı bunlara ibadet ediyor bulduk” dediler.
-
İbrahim, “Andolsun, siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz” dedi.
-
“Bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen bizimle eğleniyor musun?” dediler.
-
İbrahim, dedi ki: “Hayır! Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir. O, bunları yaratandır ve ben de buna şahitlik edenlerdenim.”
-
Allah’a yemin ederim ki, siz arkanızı dönüp gittikten sonra ben putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım.
-
Ey Muhammed! Onlara İbrahim’in haberini de oku.
-
Hani o, babasına ve kavmine, “Neye tapıyorsunuz?” demişti.
-
“Putlara tapıyoruz ve onlara tapmağa devam edeceğiz” demişlerdi.
-
İbrahim, dedi ki: “Onlara yalvardığınızda sizi işitiyorlar mı?”
-
“Yahut size fayda veya zararları dokunur mu?”
-
“Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk” dediler.
-
(75-76) İbrahim, şöyle dedi: “Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?”
-
(75-76) İbrahim, şöyle dedi: “Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?”
-
“Şüphesiz onlar benim düşmanımdır. Ancak âlemlerin Rabbi olan Allah, dostumdur.”
-
“O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir.”
-
“O, bana yediren ve içirendir.”
-
“Hastalandığımda da O bana şifa verir.”
-
“O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır.”
-
“O, hesap gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur.”
-
Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: “Siz neye tapıyorsunuz?”
-
“Allah’ı bırakıp da birtakım uydurma ilâhlar mı istiyorsunuz?”
-
“O hâlde, âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?”
-
Hani İbrahim, babasına ve kavmine şöyle demişti: “Şüphesiz ben sizin taptıklarınızdan uzağım.”
-
“Ben ancak O, beni yaratana taparım. Şüphesiz O beni doğru yola iletecektir.”
-
İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir” demişlerdi. Yalnız İbrahim’in, babasına, “Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez” sözü başka. Onlar şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.”