-
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.
-
"Babalarımızı bunlara ibadet ediyor bulduk” dediler.
-
İbrahim, “Andolsun, siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz” dedi.
-
“Bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen bizimle eğleniyor musun?” dediler.
-
İbrahim, dedi ki: “Hayır! Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir. O, bunları yaratandır ve ben de buna şahitlik edenlerdenim.”
-
Allah’a yemin ederim ki, siz arkanızı dönüp gittikten sonra ben putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım.
-
Derken (İbrahim) belki kendisine başvururlar diye içlerinden bir büyüğü bırakarak onları (putları) paramparça etti.
-
Onlar, “Kim yaptı bunu tanrılarımıza! Muhakkak o zalimlerden biridir” dediler.
-
(İçlerinden bazıları), “İbrahim denilen bir gencin onları diline doladığını duyduk” dediler.
-
(Bir kısmı da) “O hâlde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler” dediler.
-
(İbrahim gelince) “Sen mi yaptın bunu ilâhlarımıza ey İbrahim” dediler.
-
Dedi ki: “Hayır! Bunu şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa, onlara sorun bakalım!”
-
Bunun üzerine birbirlerine dönüp, “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz” dediler.
-
Sonra eski inanç ve inatlarına döndüler ve, “Andolsun, bunların konuşmayacağını sen de bilirsin” dediler.
-
İbrahim, şöyle dedi: “Öyle ise siz, (hâlâ) Allah’ı bırakıp da, size hiçbir fayda, hiçbir zarar veremeyecek şeylere mi tapacaksınız?”
-
“Yazıklar olsun, size de; Allah’ı bırakıp tapmakta olduklarınıza da! Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?”
-
(İçlerinden bazıları), “Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin” dediler.
-
(88-89) İbrahim, yıldızlara baktı ve “Ben hastayım” dedi.
-
(88-89) İbrahim, yıldızlara baktı ve “Ben hastayım” dedi.
-
Bunun üzerine arkalarını dönüp ondan uzaklaştılar.
-
İbrahim, onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi: “Yemez misiniz?”
-
“Ne diye konuşmuyorsunuz?”
-
Derken üzerlerine yürüyüp onlara güçlü bir darbe indirdi.
-
Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi.
-
İbrahim, şöyle dedi: “Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz?”
-
“Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır.”
-
Kavmi, “Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşe atın” dedi.