-
Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
-
Hani sana, “Muhakkak Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır” demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da, Kur’an’da lânetlenmiş bulunan o ağacı da sırf insanları sınamak için vesile yaptık. Biz onları korkutuyoruz. Fakat bu, sadece onların büyük azgınlıklarını (daha da) artırdı.
-
Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın.
-
Andolsun ki, o, Cebrail’i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü.
-
Sidretü’l-Müntehâ’nın yanında.
-
Me’vâ cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır.
-
O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı.
-
Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı.
-
Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.
-
Senin şânını yükseltmedik mi?