-
Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genişlik de. Kim Allah’a ve Peygamberine hicret etmek amacıyla evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse, şüphesiz onun mükâfatı Allah’a düşer. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
-
Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın.
-
Gözler O’nu idrak edemez ama O, gözleri idrak eder. O, en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.
-
İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun da, askerleriyle birlikte zulmetmek ve saldırmak üzere, derhal onları takibe koyuldu. Nihayet boğulmak üzere iken, “İsrailoğulları’nın iman ettiğinden başka hiçbir ilâh olmadığına inandım. Ben de müslümanlardanım” dedi.
-
(Firavun’un imana yanaşmaması üzerine) Mûsâ’ya, “Kullarımı (İsrailoğullarını) geceleyin (Mısır’dan) yürütüp çıkar. Yakalanmaktan korkmaksızın, endişe etmeksizin onlara denizde kuru bir yol aç” diye vahyettik.
-
Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
-
Gerçekleşecek olan kıyametin ne olduğunu sen ne bileceksin?
-
Sekar’ın ne olduğunu sen ne bileceksin?
-
Hüküm ve ayırım gününü sen ne bileceksin.
-
Hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin?
-
Evet, hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin?
-
“Siccîn”in ne olduğunu sen ne bileceksin.
-
“İlliyyûn”un ne olduğunu sen ne bileceksin.
-
Târıkın ne olduğunu sen ne bileceksin?
-
Sarp yokuşun ne olduğunu sen ne bileceksin?
-
Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin!
-
Yürekleri hoplatan büyük felaketin ne olduğunu sen ne bileceksin?
-
Sen Hâviye’nin ne olduğunu ne bileceksin?