-
Fakat bahçeyi o hâlde gördüklerinde, “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!” dediler.
-
(Gerçeği anlayınca da), “Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!” dediler.
-
Onların en akl-ı selim sahibi olanı, “Ben size ‘Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?” dedi.
-
Onlar, “Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz” dediler.
-
Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.
-
Şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!”
-
“Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız.”
-
İşte böyledir azap! Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür; ah bir bilselerdi!